Perşembe, Ağustos 07, 2008

"take a walk take a rest taste the rest..."




Paul'u bugün veterinerden aldım. Kediciğimin arka iki ayağına yapılan operasyon başarılı geçmiş ve görüldüğü üzere üstüne bir de sarılmıştı sıkı sıkı ayakları. Eve getirdiğimde sürüne sürüne gitmesi gereken yerlere gitti. Bağırdı. Canı sıkkın zaten bu çok belli yüzünden. Sadece yüzünün fotoğraflarını çeksem ve birine durumu anlatmadan göstersem bu kedinin sıkıntısı nedir diye sorabilir. Ama olsun daha iyi olacağını ve önümüzdeki hafta her şey yolunda giderse sargılarının çıkacağını bilmek harika.

Bugün tatilim başladı bir de. Yalnız tatilde yerimden kımıldamayacağım çünkü Paul'e özel ilgi, alaka ve sevgi kürü uygulamayı planlıyorum. Bu arada hazırlamam gereken dersleri ve okumam gereken kitapları aradan çıkarıp hayatıma dingin şekilde devam etmeyi düşünüyorum.

Hayatın çok acaip yerlerde bana dokunduğunu ara ara farkediyorum. Özellikle güzel bir müzik dinlerken ki şu ara Downliners Sekt adlı Barcelona çıkışlı bir grubu tüketmekteyim (albümlerine linkten ulaşabilirsiniz zira oradan bedava indiriebiliyorlar), karşıma çıkan şeylerin daha anlamlı olabildiğini düşünüyorum. Evet kabul ediyorum, o sırada kafamdaki tag bulutundan bir şeyler çıkarıyorum o hislerle ve karşıma çıkanlara hiç sormaan onları öyle algılıyorum. Ama olsun... Bu iyi hissettiriyor.

Bir de bugün son sınavlarını verirken öğrencilerime, son bir haftadır hayatıma bakış açımın epeyce bir değiştiğini farkedince gülümsedim kendi kendime. Daha sakinim ve sanki uzun süredir içimde biriktirdiğim saçma sapan enerji yoğunluğunu kötümserliğe değil de iyi bir şeylere harcadım. İçimdeki o mayın tarlasında düşünmeden dolandım durdum ve eskiden olsa aman yüzüme gözüme patlamasın diye itinayla yaklaşacağım içi su dolu karolara, düşünmeden bastım. Üstüm başım su oldu ama hızlı hareket edince, biraz da rüzgarın ve Ağustos güneşinin yardımıyla hızla kurudu. Karma temizleme operasyonlarım pek bir başarılı geçmiş olmalı ki, aklımda saçma sapan düşünceler olmadan geçirdim son birkaç günü. Bir de daha somut şeyler için üzülmenin daha mantıklı olduğunu anladım nihayet yeniden.

Tüm bunlar dışında, bugün Bant dergisine biraz göz gezdirdim. Fena bir dergi değil kendisi aslında ama birilerinden duyduklarımla epey soğumuştum. Bu ay tek şarkıyla parlayıp sonra sönen gruplarla ilgili bir dosya hazırlamışlar ve birkaç kişi diyaloglarla yorumlamışlar. Ona bir göz gezdirmenizi rica ediyorum. Bazı yorumlar epey eğlenceliydi ve bu gibi birkaç yazı yazmak istiyorum buraya ilerleyen günlerde. Ben bunu ne zaman desem yapmıyorum söylediklerimi biliyorum, ama olsun bu sefer nasılsa koca bir on günüm var ve boş vaktim bol bol olacak kafamı toparlamak için.

Aklımda onlarca şey vardı yazacak ama şimdilik bu kadar. Aslında hiçbiri zaten yazmayı düşündüğüm şeyler de değildi ama olsun. Bu da böyleymiş.

4 saçmalayan daha çıktı:

Adsız dedi ki...

Well, all I can say is. Im hungry.

Ayça dedi ki...

çok kocaman geçmiş olsun :(

betty puf puf dedi ki...

hadi geçmiş olsun :)

divina dedi ki...

çok çok teşekkür ederimm