Matthew herbert etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Matthew herbert etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi, Nisan 20, 2009

I Wish I Was

Çarşamba günü saat 12:30 itibariyle Cumartesi sabahı saat 09:50'ye kadar yapacak işimin olmayışı bu gece beni anlamsızca mutlu etti.

Şimdi elimizde birkaç plan var. Birincisi tası tarağı toplayıp iki günlüğüne anne-baba ziyareti yapmak, ikincisi Eskişehir'e pek bir özlediğim Muzo'yu görmek ve hiç gitmediğim sokaklarını görmek için günübirlik uğramak, bir diğeri ise oturduğum yerde oturup, orası senin burası benim gezip, alışveriş yapıp, güzel filmler izleyip, müzikler dinleyerek birileriyle veya yalnız vakit geçirmek.

Aklımda bir İstanbul planı da geçmiyor değil ama sanırım bunu konserlere saklıyorum. Bir de zaten çılgınca uzaklaşasım var buradan artık. Yıllardır bunu söyleyip durup, tek tük girişimlerde bulunup, tembellikten hala Ankara'da ikamet ediyor olmam tak etti geçenlerde. Oturduğum yerde, bu yazın planını çıkarırken, kendi kendime sinirlenip, bir anda "Ehhh yeter be" demiş olmam bunun ilk işaretçisiydi. Bu yaz elimden ne geliyorsa yapıp, artık buradan çekip gitmeye niyetliyim. Olursa eğer bir daha buraya eş dost ziyaretleri dışında dönmemecesine giderim artık diye düşünüyorum. Aylardır da gelecek planlarımdan pek kimseye bahsetmeyişime bu paragrafla son koyuyorum.

Matthew Herbert dinlediğim bir dönem vardı. Yoğun olarak adamın türlü projelerini tüketiyordum o ara. Şimdi o döneme bir dönüş yaşamaktayım herhalde. Kendisinin her ruh haline uygun bir projeye sahip olması insanı kıskandırıyor.

Birkaç gündür süregelen sersemliğim bugün azalmıştı epey. Sanırım bunda öğleden sonra 1:30'da gözlerimi açmamın yeri epeyce büyük. Gece saat 2'den o saate uyuyunca, hayat daha normal, aklım daha yerinde çalışır hale geldi. Uykuyu sevmeyen bir insan olarak arada böyle uzun uykulara ihtyacım oluyor benim de. "Ben de insanım" veya "Human after all".

Dün gece de çıldırıp birkaç yolculuk fikri düşürdüm aklıma. Eşek kendi aklına karpuz kabuğu düşürebiliyormuşmuş meğerse. Başkasına da gerek yokmuş. Prag'daki Radiohead konserine bir bilet alma konusunda birkaç güne karar vermeliyim. O kararın olumlu olmasını tüm kalbimle istiyorum. Ama düşünülecek birkaç ekstra olasılık daha var. Bakalım.

Madem öyle sizi Doctor Rockit süsü verilmiş bir adet Matthew Herbert ile başbaşa bırakayım. Si ya.

Doctor Rockit - I Wish I Was

Cuma, Nisan 04, 2008

Talk is cheap!

Bugün yani daha doğrusu dün, ilk kez bir soruya öyle bir cevap verme yürekliliğini gösterdim. Kendimle gurur duydum.

Genel olarak vasat bir gündü. D. ile alışveriş maceramızdaki (ilk kez ayakkabı numarasına bakmadan ayakkbıları alıp ayağına geçirmeye çalışan birini gördüm sayesinde) eğlendiğimiz zamanlardan sonra eve gelip sakin sakin yerime kuruldum. Tüm gün yağan yağmuru hissetmiş olacak ki iPod'um harika şarkılar seçti. Balmorhea, Eluvium, Radiohead, Herbert derken camdan dışarı izlediğim bir yolculuk sonunda eve ulaşmış olmak harika hissettirdi. Bir şeyler yerinden oynadı sonra daha da iyi oldum. Arada güzel ve üstümdeki günlük sorumlulukları yük olmaktan çıkaran bir haber daha aldım tabii. Bunları da unutmamak lazım. İnsanların neden kendileriyle barışık olmadığını daha rahat kavrayabildiğim bir gün sonu yaşadıktan sonra, şu anda bulunduğum noktada uzun süredir bulunmamış olmam ne garip demeye başladım şimdi de. Bu kadar dengeli bir yer bulamamış olmam ne büyük kayıp olmuş. Ama iyi de oldu tabii. En azından bir şeyler öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok.

Kısa bir film fikri aklıma geldi bugün sabahki gülüşmelerimiz esnasında. İsminde saklı konusu da zaten aslında: "Demode". Konusu da biraz ayrıntılandırırsak -ki öyle ayrıntısı falan yok aslına bakılırsa, ben abartıyorum, alışveriş dünyasında kendini kaybeden bir genç kızın demode zevklerinin farkına varması gibi bir şey. Maksat eğlenmek zaten, ki Ayça geldiğinde çekmek üzere sözleştik bile. Hatta Ayça ve E.'in farklı bir film projeleri daha varmış. Ona bile dahil olabilirim eğer hala isterlerse.

Sanırım bugün de bana ayrılmış vaktin sonuna geldik. Yarın yine aynı saatlerde buluşmak üzere diyor ve kendimi A. M.'ın sohbetine adıyorum. Si ya.

Çarşamba, Şubat 06, 2008

Mtthw hrbrt

Bütün Matthew'lar, Herbert olsun istiyorum ayrıca. Olmasalar bile öyle algılıyorum. Bu iyi bir şey.