Salı, Ağustos 03, 2010

"Sometimes I can't believe it, I'm moving past the feeling"



Hayatım boyunca her şeyin bu kadar üst üste denk geldiği başka bir zaman yaşadım mı merak ediyorum. Yaşamışımdır gibi geliyor aslında ama sanırım öyleyse de hiç iz bırakmadığı için, yoksayma eğilimi içine girmişim bu zamanları. Şu anda üç kız kardeş İstanbul'a taşınma telaşı içerisindeyiz. Ben yeni bir işin, kız kardeşlerden biri Sabancı Mba'in, diğeri ise bir yerlerde işe başlamanın eşiğindeyiz.

Mayıs sonundan beri sürekli olarak yaz sonrası için planlar içinde olduğumuzdan şuraya adam akıllı iki satır bir şeyler yazamadım. Dinlediğim müziklerden izlediğim filmlere bir liste çıkaracak olsam çok da uzun sürmezdi bu ama az da olsa düşündüklerimi şuraya yazabilseymişim iyi olacakmış.

Zaman geçtikçe ve bazı şeylerin değeri azaldıkça o şeyler üstüme üstüme geliyor, yoluma yoluma çıkıyor ve ben "Eh peki madem buyrun" gibi bir ifade ile onları hayatıma davet ediyorum. Bunda tabii sevgili "sevgili"nin katkısı epeyce büyük. Bazı şeylere verdiğim fazla değeri alıp hepsini hak eden sevgilinin kendisine etiketleyince, her şey bir anda kendiliğinden rayına oturmuş gibi geliyor.

Yeni bir şehir ve yeni bir dönem beni beklerken, bir yandan sürekli İstanbul'a yolculuklar yapıp, orada burada karşıma çıkacak daha neler var diye düşünürken arka planımda çalan müzik bu aralar hep bu olsun istiyorum. Zilyon sitede, blogda orada burada üzerine yorum yapılmıştır, o nedenle tek kelime edesim yok yeni albümleriyle ilgili (belki sonra) ama ilk dinleyişte aşk denecek türde bir (canım) Arcade Fire şarkısı olan The Suburbs burayı parıldatsın istiyorum.