reset magazin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
reset magazin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi, Şubat 06, 2010

Moderat & Beach House

Reset'te geçen yaz yaptığım Moderat röportajım gecikmeli de olsa tam burada.

Bir de Beach House vardı ya hani, yazacaktım. Yazdım sözümde durup, ki bu bugünlerde çok şaşırılası bir şey. O da şurada.

Cumartesi, Temmuz 18, 2009

Reset! Magazine Müzik Blog'u


Biz Reset!çiler bazen Reset! Blog'da ona buna şuna herkese haberler dağıtıyoruz. Arada sırada bakmanız herkesin yararına olur sanırım.

Pazartesi, Ekim 27, 2008

Deerhunter - Microcastle

Ktunnel sponsorluğunda yazılmış bir yazıya daha hoşgeldiniz. Hala bela okumakla beraber, inadına yazasım geliyor sürekli ama tünellerden geçip buralara gelmek pek bir sinir bozduğundan sürekli erteliyorum.

Velhasıl şimdi beni yazmaya iten şey aslında yaz başında bir şekilde sızan Deerhunter'ın Microcastle adlı albümü oldu. Daha doğrusu bu albüm yazın ortasında kulaklarda yerini almasına rağmen, piyasada yer alacağı tarih Ekim sonuydu. Albümü o kadar çok sevdim ki ben dayanamayıp Reset'e bir yazı yazdım geçen hafta artık ve hatta bu hafta da dört gözle Pitchfork ne diyecek diye bekliyordum ki, bugün, az önce yazıyı okudum. Benim tahminim Pitchfork'un bu albüme 8.7 vermesiydi (Reset'teki puanlama sistemi küsüratlı olsaydı ben bu puanı verirdim). O küsüratı neremden attım bilmiyorum ama öyle bir his doğmuştu. Yanlış doğmuş; 9.2 vermişler. Yazıyı sanki benim albümüme kritik vermişler gibi heyecanlı okudum. Sanırım fazla benimsemişim albümü 3-4 ay gibi bir sürede sayısız kez dinleyince.

Diyeceğim şudur ki; dinlemediyseniz dinleyin. Yazılara da şuralardan göz atılabilir (eğer hala kapatılmadılarsa):

http://www.resetmagazine.net/resetsayi21/muzik/Deerhunter-Microcastle.html

http://www.pitchforkmedia.com/node/146627

Salı, Eylül 30, 2008

"drink sangria in the park"

Akşam yemeğe gitmeden önce, orada burada dolandık durduk K. ile. Epey de eğlendik zira kendisiyle Orhan Pamuk'la ilgili çılgın konuşmalar yaptık. Daha açılış cümlesiyle kendi kalesine gol atan bir adammış; tescilledik gün itibariyle. Onun Nobel almasını sağlayan çevirmenlerini ve PR ekibini kutluyorum buradan. Ha bir de bugün Nobel alanlara ısrarla Oscar aldırtıldığı gün olarak tarihe geçsin hatta.

Diğer yandan bugün Aslı Erdoğan'ın CERN'de çalışmalar yaptığını, K. ile anlam veremediğimiz bir şekilde "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nü okumak isteyip bir türlü kitabı alamadığımızı, Ayn Rand kitaplarının önsözünü Sinan Çetin'in yazmasının zaten kötü kapak tasarımı olan o tuğla kitapları çok çok itici kıldığını farkettik. "Sen bunu okudun mu?" "Peki ya bunu?" şeklinde birbirimize edebiyat imtihanları yaparken ve tam da taa üniversitenin ilk yıllarında çok severek okumaya başladığım İhsan Oktay Anar'ı K.'a tanıtırken, K. bana dönüp aşağıdaki raflarda duran Adalet Ağaoğlu kitaplarını gösterip "Sen Adalet Ağaoğlu okudun mu?" diye soracaktı ki ben hemen cevap verdim "Hayır, ama gördüm, dinledim." Hazır cevap bir insan ve hatta biraz da salak olduğumu kabul ediyorum.

Banyo yaptıktan sonra soğuk havalarda dışarı çıkmamam gerekiyor ama her nasılsa her banyodan sonra dışarı çıkmayı başarıyorum. Halbuki yaz aylarında gayet de dikkat ediyordum çıkmamaya. Kendime kastım var, evet.

Onun dışında geçende The Walkmen'le ilgili bir yazı yazdım Reset'e. İsteyen olursa gidip baksın ama ben sıkıldım okurken. Yazarken sıkılmamıştım oysa ki.

İki tane komik ve çok akıllı kızkardeşim var benim bir de. Onlarla konuşmaya dalıp buraya yazı yazdığımı unutmuşum. O yüzden burayı bırakıp onlarla sohbete geri döneyim diyorum.

İyi geceler!

Pazartesi, Eylül 15, 2008

"DVNO, four capital letters"

Geçen haftanın bir gelişmesi de, Reset Magazin adlı oluşumda yazmaya başlamamdı sanırım. Ama hhaftasonunun yoğunluğu içinde arada kaynayıp gitmiş. İlk yazımı Mogwai - The Hawk Is Howling üzerine yazdım. Bu hafta başka bir yazıyı daha yollamam lazım. Hazır zaten, sadece birkaç gün daha bekletip, içim rahat etsin istiyorum. İsteyen gidip bakabilir buradan.

Yine The Walkmen ve Justice ile kulaklarımı beslediğim bir akşam geçirdim. Yarına belki Ma gelecek. Pink Elephant'larımı da getirecek umudediyorum ki. Bu hafta yine yoğun ama o gelirse daha eğlenceli geçeceğe benziyor. Hatta aynen bu arkı ve klibi gibi keyifli zamanlar geçirmeyi umuyorum. Çok şey umuyorum. Hmm...