Çarşamba, Aralık 15, 2010

Plinth - Sirens


  Plinth - Sirens by anividivina

Grup ve olağanüstü müziğiyle ilgili olarak söyleyecek çok şeyim var. Hepsi birer birer söylenmeden önce siz yukarıdaki kareyi bir de bu fon müziğiyle izleyin istedim.

ps. "Nacizane" önerisi için A.'a teşekkür ederim. Kendisinden beğenmediğim hiçbir şey gelmemişti zaten ama bu en güzeliydi sanırım.

Pazartesi, Aralık 13, 2010

Baths - Cerulean

Bazı müzik türleri var, dinlediğimde içim açılıyor. Her nefes alışımı, koklamadan duramadığım harika çiçeklerle süslüyor. Sesi, koku ve imgelerle karıştırıp ortaya tarifi olmayan algı harmanları çıkarıyor. Bu janrlardan birkaç tanesi, her nasıl oluyorsa kendi başlığı altında ne dinliyorsam sevdiriyor. Glitch hop da bunlardan biri. Bu ara canım ne zaman sıkılsa sadece glitch-hop çalan radyoları dinliyorum, orada burada bu tagli ne varsa sömürmek istiyorum bitene dek.

Bir süredir müzik yazmak değil de yazmanın ta kendisinden epeyce uzaklaştığımdan, artık dinlediklerim ve tükettiklerim de faydalı bir hale döüştürülemeyeceğinden pek bir anlamsızlaşmıtşı. Taa ki Baths dinleyene dek.


Baths Los Angeles'tan çıkmış en güzel şey olabilir mi bilmiyorum ama birilerinin pek sevdiği tabirle "mükemmele çok yakın" bir oluşum. Will Wiesenfeld 21 yaşında. 4 yaşında ailesine piyano almaları için isteklerde bulunan Bay Baths, 13 yaşında kendi müziğini yapıp kaydetmeye başlıyor. Sonra Björk dinliyor ve bir anda hayatı değişiyor. Bu noktadan sonra kendini viyola, kontrbas ve gitar çalmaya adıyor. İflah olmaz bir müzik iştahıyla sonunda Baths adında bir projeye imzasını atıyor. İyi ki de atıyor.

Şimdilerde kendisi WHY? ve 13& God'ın da plak şirketi olan Anticon'dan çıkan Cerulean adlı çıkış albümüyle keyif yapıyor. Keyif yapıyor diyorum zira inanılmaz iyi bir albüm yaptıktan sonra insan başka ne yapabilir tahayyül edemiyorum. Glitch hop'un başına buyruk kafasına göre ilerleyen beatlerin, şarkıların büyülü ve hayale yakın atmosferini kesip durduğu bir albüm Cerulean. Cerulean zaten kelime anlamı olarak mavi renginin açıktan koyuya olan tüm tonlarını barındıran renk paletine verilen isimmiş. Albümün adıyla olan uyumu da Wiesenfeld'in hedefini tutturduğunun aynası gibi zaten. Wiesenfeld'in aksak ilerleyen ritmleri, oradan buradan kesip yapıştırdığı sesleri bu denli başarılı bir araya getirebilmesi, üzerine insanı huzurlu bir öğleden sonasında koca bir parkta güneşlenmek gibi hayallere sürüklemesi küçüklüğünden beri süregelen müzik merakının ve bu yolda verdiği çabaların eseri. Yağmur seslerinin, dalga ve kuş sesleriyle huşu içindeki uyumuna ve sessiz sakin bir sahilde başınızı gökyüzüne kaldırdığınızda görebileceğiniz yıldızların güzelliğine denk bir 45 dakika için tavsiyem Cerulean'ı dinlemeniz ve Baths adlı bu oluşuma kulak kabartmaya devam etmeniz.

Albümün en sevimli güzelliği:





Pazar, Aralık 05, 2010

The Clientele - Saturday (in Istanbul, 04.12.2010)

Bu videodaki "That's me!" diyen birthday girl benim. Alasdair sahneden doğumgünümü kutladı, benim için Saturday söyledi, setlisti imzaladı. Daha nasıl hepi olmasın ki bu börtdey.