( ) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
( ) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Mayıs 01, 2009

Untitled 2 ( )

Sigur Rós Untitled 2 (lanet olsun ki çok güzel bir albüm bu ( )-, bir akşam vakti. 8 kilo verilmiş, oturduğum yerde hem de. O iki haftaya dair hatırlananlar bir elin parmaklarını geçmiyor. Arada mavi brandalı bir teras katını izlerken anneyle telefonda konuşurken, dayanamayıp olanı biteni anlatmak. Ağlamak delice. Fırtına var. Otuduğum sallanan bambu koltuğun baktığı camdan dışarıyı izlerken gri ve çatlak beton bir duvarın önündeki ağacın nasıl o kadar savrulduğuna yeni uyanıyorum. Oldukça fazla rüzgar olmalı öyle bir şeyin gerçekleşmesi için.

Sonunda kendime geldiğimde ise tesadüfen gidilmiş bir yerde bu albümü bulmak. Sigur Rós'un yeni albümü diyerek hemen almak. Heyecanlanacak bir şey bulduğuna sevinmek. Eve gelince cdyi takıp dinlemek. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Dinlemek dinlemek dinlemek, ağlamak ağlamak ağlamak. Bu albümü aşağılık albümlerin birinci sırasına atmak. Lanet olsun ki çok güzel olduğu için bağımlısı olmak ama artık dozajı iyi ayarlamak.

Bu bir türlü sonlanamayan döngü ve o döngü içerisinde anlamsızlaşan, uğruna ağlanan esas nesne. Her şey yok oluyor. Eve sadece uyumak için geliyorum. O iki parantez arasına ne çok şey sığdırmak, aman tanrım!

Sonra tekrarlandığında bilerek bu albümü yanıma almamışım. Şimdi güzel zamanlarda bu albümü tüketmek istemek büyük bir istek olmamalı. Karması çoktan temizlenmeyi hak etmiş olmalı hem. Birkaç mucizeye daha ihtiyacım olacak yalnız. Lütfen olsun.

Cumartesi, Kasım 22, 2008

Sigourney Rose

Madem söz Sigur Ròs'tan açıldı, bir iki laf daha edeyim istedim.

Yalan Rüzgarı tipindeki dizileri bilirsiniz. Ayda bir defa izleseniz hiçbir şey kaçırmazsınız zira her bölüm bir öncekinin bir dakika sonrasını anlatır. Karakter çokluğu ve senaryo yokluğu içinde ancak bu şekilde bu hızda ilerleyebilirler. Şimdi ne alaka tabii Yalan Rüzgarı ve Sigur Ròs ama şöyle bir alaka. Burayı da bu diziler gibi ayda bir takip ettiyseniz bile son Sigur Ròs albümünden ne kadar hoşlanmadığımı bilirsiniz. En sevdiğim şeylerden biri de sağ elle kafamın üstünden sol kulağıma dokunmaktır tabii.

Neyse, az önce Deerhoof diye Deerhunter dinleyip bana gelip "Ne kadar değişmişler bunlar yaa?!?!"diyen bir arkadaşımla Sigur Ròs'tan bahsederken bu albümden öncesini düşündüm. Grubun şimdiki halini düşünürken "The Curious Case of Benjamin Button" diye bir filmin Aralık'ta gösterime gireceği aklıma gldi. Tam o sırada ne alaka diyordu ayık olan tarafım ama cevabı yapıştırıverdi bilinçaltım. Filmin konusu yaşlı doğan ve zaman geçtikçe gençleşen Benjamin karakteri aslında.

O dakika bu çağrışımın Sigur Ròs'la alakasını tabii ki çözüverdim. Benjamin Button gibi bu grup da sanki yaşlı doğmuş. Grubun albümlerini ters kronolojiye göre dizmek ve incelemek gerekiyor büyüdüklerini görebilmek için ve işin kötüsü şu ki şu anda bebeklik hallerindeler. Dileğim artık düz kronolojiye dönüp 30 yıl atlamaları ve Àgætis Byrjun veya ( ) zamanlarına geri dönmeleri şeklinde...