Çarşamba, Ocak 23, 2008

She dances

Çaça -ilk kedimiz- üstünde düğmelerin oluşturduğu çukurlar olan pufumuzun üstünde otururken, uyuyakalmıştı. Hem de minik burnunu da o deliklerden birinin içine sokarak... Üşüyor muydu yoksa orada kendini ne çeşit bir güvende hissediyordu bilinmez, ama ben bu görüntüyü çok sevmiştim. Çok kediydi.

Sonra bir kedi daha girdi hayatıma. İnsan şeklinde. Daha ilk günden burnunu göbek deliğime yerleştirmeye çalışıp, öylece yatmıştı. Kedi olduğunu o an anlamıştım. Sonra kaçtı gitti.

Şimdiyse onun aynı şeyi başka bir yerde yapıyor veya yapacak olduğu düşüncesiyle henüz tanıştım. Kendisini hiç sevmedim. Kendiliğinden evimi terkedene kadar aynı ev içinde yaşayacağız. Tepki verdikçe inadıma daha uzun kalmak isteyecek biliyorum. O yüzden sessiz ve tepkisiz kalmak gerekiyor. Sabır...

"'i need new clothes', she thinks,
'new skin; a mind i can bear to live in'"

0 saçmalayan daha çıktı: