Pazar, Aralık 23, 2007

"May, June, July, I count the time..."

"i don't wanna go on with these pieces of paper
that you left behind"

diyor şarkı. Doğru söylüyor sanırım... Kim sırtında koca bir anı yüküyle hayatına devam etmek ister ki? Birisi kendini çok iyi tanıyan diğerini, diğeri ise en çok sevdiği o birisini kaybetmenin üzüntüsü içinde yollarını ayırdılar. Artık içi boş konuşmaların olmadığı, birbirlerinden tek bir sözcük bile duyamayacaklarını bildikleri bir dünyaya adımlarını attılar. Artık fikrini değiştirip geri döner diye kağıt parçalarını saklamayacağını bilen diğeri ve bir şeyleri bilmemekte kararlı olan birisi belki de son birbirlerini gördükleri anın üzüntüsünü aylar sonra atacaklar.

Canım sıkkın. Birileri gidiyor, başkaları gelmesin deniliyor. 9 ay dedi... 9 ay ne çok zaman... Birikmiş ne çok kağıt parçası var kitaplığımın üzerinde. Birikmiş ne çok resim ve konuşma var bilgisayarımda. Hangi birinden başlayacağım, hangisini atmaya kıyacağım, hangisini silmeye cesaret edebileceğim bilmiyorum. Şarkı "so just in case you change your mind and come back, i've kept everything safe" diyor oysa ki...

Artık "Bilmiyorum" deme sırasının bana geçtiğini düşünüyorum. Bir süre her şeye "Bilmiyorum" diyip bu sözcüğü hayatımda bir daha kullanmak istemeyene kadar tüketmek istiyorum.

İçimdeki korkunç duygu çöplüğüne bir bomba lazım en etkilisinden. Birisi bütün hayatımı bu hale getiren kalbime kamikaze yapmalı artık.

0 saçmalayan daha çıktı: