Bu buradaki 183. yazı. Birini sakladım ben biri görmesin diye zamanında. Hala görmesin diyorum yine de.
182 ise öyle ilginç bir rakamdı ki zamanında... Bir şeyleri sayıyorduk. Sonra 182'de tıkanıp kalmıştı (okuyorsan hatırlasın belki :) ). İyi de olmuştu tıkanıp kalmakla. Ama o zamanlar daha fazla nasıl nefes alabilirim bu şekilde diye ilk kez düşünmeye başladığım bir dönemdi ve kimse için iyi şeyler olmamıştı. Olsundu ama, her şey böyle daha iyi oldu. 182 uğurlu bir rakamdı. Yabancı bir posta gitmedi; iyi oldu.
Zamanında canını acıtan ve hatta belki de onun kadar kimsenin acıtmadığını bildiğiniz bir insanla şimdi birbirinize koşulsuz ve paranoyakça düşüncelerin ve hislerin peşine takılmadan "Seni seviyorum" demek ne kadar mümkün diye düşünseydim o zamanlar kendi kendime "Hadi ordan! Ne zırvalıyorsun" diye ayar verirdim. Şimdiyse oluyormuş meğerse onu görüyorum.
Bana geçende bu kişi -The Big? :)- bir ilişki checklist'i olduğundan bahsetti. Herkesin vardır zaten farkında veya olmadan sanırım. Benimle yaptığı her şeyi o listeye koyduğunu ve benden sonra yaşadığı şeylerin o listeye uyduğunu gördüğünde mutlu olduğunu söyledi. So do i demekten başka bir şey elimden gelmedi. Hala aynıyız; bunu bilmek o kadar güven verici ki... Hayatımda beni en iyi anladığını düşündüğüm insanın, beni bir dönem öldürmekten beter etmiş sebepleri hayatıma sokan adamın şimdi içimde hala bu kadar sağlam bir yerde olmasına delicesine seviniyorum sanırım. So does he zaten.
Bazı alışkanlıklarımı köreltmem gerekiyor madem böyle güçlü hissediyorum. Gece gece karanlık noktalara sürüklemeyen, içimdeki ufacık üzüntü parçalarını aramayacak şarkıların, görüntülerin ve yazıların peşinden gitmeliyim. Yoksa büyüttükçe büyüteceğim yine içimde bir şeyleri. Bunları hep gece farkediyor olmak ne kötü. Gün ışığında her şey daha loş sanırım dediğin gibi.
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder