Radiohead'i duymayanımız kalmamıştır herhalde. :)
Saçmalamadan daha fazla hemen konuya gireyim. Bu ikinci cdyi pek bir sevdim ben. İçimdeki hiçbir hissin peşine takılmadan savrulmak isteyen "divina"ya pek uygunmuş. Bugün ve hatta bir önceki yazı için yapılmış bir yorumun ardından ben de bir şeyler eklerken farkettim bunu.
Yüksek bir gökdelenin tepesinde, kenarlara doğru adım atmadan koşturmaya benzettim albümün bende bıraktığı tadı. Kenarlardan korkarım bilirsin(iz belki). Pizzanın da kenarlarını da yemem zaten -yine de "Little Caesar's"ın nefis kenarları bu durumdan muaf tutulmuştur hep.
Yorgun argın bitirilmiş bir günün sonunda, içindeki üzüntülerle uğraşmaya yeltenmemek için yeteri kadar sebebi kendinde gören bir bünyenin dinleyebileceği en iyi albüm sanırım bu aralar bu ikinci "In Rainbows". Orta düzeylerde seyreden hayatın aşağılara çeken o uzak durulası ayrıntılarına karşı en iyi savunma yöntemi belki de.
Ayrıca bu ikinci cdyi iyi ki de sonraya saklamışlar; yoksa kişisel etiket çöplüğümde yer alacaklardı birinci cd gibi... Böylesi daha temiz şimdi. Hiçkimseye yapıştırdığım bir şarkı olmaksızın, tüm önyargısızlığımda tüketiyorum tüm şarkıları tek tek. Yukarıya veya aşağıya doğru herhangi bir sıçrayış veya düşüş yok. "At a better pace, slower and more calculated"...
Hep böyle kalayım olur mu?
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
4 saçmalayan daha çıktı:
bonus cd tam bir bonus oldu. bence albümün kendisinden daha iyi. daha karanlık. daha bir bağlayıcı. "şarkıları repeat 1'den çıkarma! diyen türden(reckoner'e saygısızlık olmasın tabii). hepsi güzel. up on the ladder'da colin kopmuş gitmiş zaten. bir önceki yazıda bahsedilen kulaklarla daha da süper (evet ayıp, heh). ama bu cd'nin çok iyi olacağını biliyordum desem çok mu ukalalık olur? çünkü bence bu adamlar kendilerine kim bilir ne şölen şeyler saklamışlardır diye düşünürdüm hep. bizim ruhumuzun haberdar olmadı neler vardır diye sorardım kendime. o yüzden sonradan bir bonus cd'nin yayınlanacağını duyunca daha ilginç bir şeyin çıkacağını düşünmüştüm kısacası.
nefis kenar varsa, o da bu kenarda kalanlardır.
Kesinlikle çok harika bir albüm olmuş bu (jigsaw'a ve all i need'e ve hatta weird fishes'a da ayıp olmasın) :)
Bu albümün nasıl olacağıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Tamamen rastgele bir zamanda dinlemeye başladım ve iki cd arasında hayatımla başetmeye çalışırken bir de baktım ki karşımdaydı.
Ekstra leziz, fazlasıyla nefis! Daha çok istiyorum demek için henüz erken midir acaba?
erken mi bilinmez ama hiç bir zaman geç değildir gibi geliyor bana. onun dışında; o nefis kenarlar bile bazen yenmez. üzerine acı sos vb. şeyler dökülür. şimdi bu nefis şarkılar dinlenmez demek istemiyorum tabii. ama işte sanırım daha çok istemek ne kadar doğalsa, o istediğin şeyi de en azından yakında bulamayacak olman da o kadar gerçek. bu durumda o nefis kenarları tatlandırmak gerekiyor. bir duraklama, bir nefes alma molası gibi... tatlandıracak şey de benim için bir süre bu olacak; http://www.fileden.com/files/2007/11/10/1575235/Richard%20Hawley%20-%20Some%20Candy%20Talking.mp3
orjinali de enfes. bu da enfes.
çok teşekkürler!
Yorum Gönder