Cumartesi, Mart 08, 2008

You and whose army...

Son günlerde çok huysuzlaştım. Ama sevimli bir huysuz oldum sanırım. Herkes bu halimle çok eğleniyor gibi görünmekte. Ona buna "bok" diyorum, çemkiriyorum. Laf atıp olumsuz sözlerle her dediğini sabote ediyorum. Herkesin işine karışıp, dağıtmak istiyorum had safhada. Benden daha çok eğleneni yok sanki etrafımda. Herkes "iğrenç, pis bir insan oldun" diyor. Sanırım her şey sinüzitimin had safhada azmasıyla beraber, uğraşmak durumunda kaldığım korkunç vücut sıvılarına maruz kalmışlıkla alakalı. O kadar iğrenç şey görmek durumunda kaldım ki, artık ben de o hale geldim. Her konuyla ilgili mide bulandırıcı yorumlar yapabiliyorum. Neyse ki herkes eğleniyor da gülüyoruz çünkü midesi kaldırmayan birileri olsaydı etrafımda, korkunç sonuçları olabilirdi bu son halimin.

Onun dışında bugün artık kendimi gitmek için zorladığım, sinüzit falan dinlemeden edindiğim bir paintball maceram oldu ki onu da anlatmak isterdim. Lakin feci halde yorgunum. Sadece özet geçeceğim zira gerek görmüyorum detaylara. Paintball işte. Gittik eğlendik. Ellerimizdeki içinde boya olan yuvarlak plastik mermilerle dolu silahlarımız, kamuflaj için kullanılan asker işi kocaman kıyafetler, yüzlerimize taktığımız maskelerle akşam akşam 8-10 arası paintball oynadık. Bizim takım 3-2 yendi tabii. Her oyunda son kalanlardandım. Sanırım 4 kişiyi vurdum birini gözünden olmak üzere. Birisi beni omzumdan üstüste üç kez vurdu. Hala sinirliyim, oyunlarda ortaya çıkan Costanza öfkemle hatta. Onun dışında popomda vuku bulan bir vuruş boya dolu mermi patlamadığı için geçersiz sayıldı. Ha bir de evet gözümden vuruldum. Bunlardan omzumdan vurulduğum oyunda, maalesef en son kalan kişi bendim bizimkilerden. Diğerlerinden 3 kişi kalmıştı ve zaten en deneyimli olanları o oyunda ben de dahil olmak üzere, tek kişi olarak 4 kişiyi vurmuştu. Sonra ben çirkeflik yapıp, onların yaptığı haksızlığa karşı çıktım. İyi ki de yapmışım gerçi. Yapmasam bizim takımı mermi manyağı yapacaktı kendisi. Hatta Steve'in deyimiyle "it's like Rambo in a jungle. He knows every move!" bir kişilikti kendisi.

Sonunda her tarafımız yara bere içinde, kas ağrılarıyla mutlu mutlu evlerimize döndük. Vurulmaktan ve yorulmaktan bu kadar zevk almış olmak çok güzel bir his. Hala üstümde boya kokuları var. Duşa girmem lazım birazdan zaten.

Steve'le konuşurken dünyadaki tüm insanların bu oyunu bir kez oynaması gerektiğine karar verdik. Bir kez oynayan insanın bir daha savaş lafını ağzına almak isteyebileceğini düşünemedik biz. Oyun içinde siz siper almışken, sağ ve solunuzdan sizi vurmak için 20 metre öteden hedef almış insanları görünce, nereye kaçacağınızı şaşırıyorsunuz. Bir de kaçacak yeri belirlemek bir yana, diğerlerine yakalanmadan nasıl o kadar hızlı önlere kaçabilirsiniz bunu düşünürken, aynı anda nerenizden vurulsanız canınız yanmaz onu düşünüp garip şekiller alabiliyorsunuz. Çapraz ateş altındayken heyecandan ne yapacağınızı şaşırıp olduğunuz yere oturup "Yeter ya!" demek istiyorsunuz ama bu oyunda işlemiyor o. Bu oyunda işlemezse, savaşta hiç işlemez diyip, kendinizi aynı pozisyonda gerçek bir savaş alanında düşününce kalp krizi geçirecek kadar hızlanıyor atışlatınız. Sadece düşüncesi bile böyle yapıyor, gerçek halini yaşamak kim bilir ne hale getirirdi insanı diye dalıp gidiyorsunuz... O yüzden herkes bir defa oynasın bu oyunu ki, savaş denen aptallığın nasıl saçma boktan ve anlamsız bir iş olduğunu, ufak bir kızarıklık veya morluk yaratan vurulmalar dışında kimsenin böyle bir stresi kaldırmak zorunda olmaması gerektiğini görsün. Ben artık karşı tarafın askeriyle (düşman demek istemedim nedese) karşı karşıya gelen bir insanın sadecce o anki gerginlik ve stresten kalp krizinden ölebileceğini ve hatta böyle ölenler olduğunu ama saklandığını falan düşünüyorum. Ben bile karşı takımın oyuncusu ile aynı çadıra girdiğimde ne yapacağımızı şaşırdım. Birbirimizi vurmamamız söylenmişti o kadar yakından neyse ki, öyle çıkıp uzaktan birbirimizi vurmaya çalıştık ettik. Neyse işte herkes gitsin bir denesin, eğlenceli bir iş.

Şimdi bir duş alma vakti. Yarına yapılacak işler ve hareket ettirilmesi gerekilen kas yorgunluğuyla dolup taşan bir beden var.

0 saçmalayan daha çıktı: