Pazar, Mart 16, 2008

"when you know that my heart is in a pretty disorder"



Bu şarkıyı haftalar önce A.D. yolladığında hakkını vererek dinleyememiştim. Sonra Rüüü yolladı tekrardan. Sonra bir kez daha dinleyip, bir kenara kaldırdım yine. Ama bugün sabah sabah aklıma düştü ve çıkmak bilmedi. Eve geldim. Paul sinirlendirdi. Zaten yorgundum, ona bağırdım. Kendime bir şeyler hazırlamak için mutfağa girdim. Paul'ü yanıma çağırdım onu seveceğimi belli eden bir ses tonuyla ama o kaçtı yanımdan hızla. O an ne yapacağımı şaşırdım. Bıraktım her şeyi. Bu şarkıyı açtım. Dinlemeye başladım. Hala dinliyorum. Sözlerine iki seferde de dikkat etmemiş olmama rağmen, nasıl böyle bir günde aklıma düştü, kendini dinletmeyi başardı, içimdeki her şeyin birebir karşılığı olabilmek için mi bu kadar zaman bekledi diyerek hayretlere düşüyorum.

Sonra D.'ya dadanıp, kafasını şişirdim ve aslında hala da şişirmekteyim. Diyordum ki ona, binbir özenle seçtiğimiz şarkıları eskiden cdlere yazardık. Discmanlerimizde dinlerdik. Şimdi o cdlerden birini yazdığını ve çok büyük heyecanla yazıyor olduğun cdni cd player'ına takıp dışarıda yürürken dinlediğini hayal ettiğini düşün. Sonra tam bitmişken o cd'yi alıyorsun ve playerına koyup dışarı çıkıyorsun. Ama o da ne; çalışmıyor cd. Neden? Çünkü ya cd'de bir soru vardı ve yazılamadı ya da yazıcının bir sorunu vardı yazamadı. Onu anladığın anda o cd'yi bir sinirle fırlatıp atabilirsin veya hüzünlü hüzünlü gideceğin yere gidersin. İstediğin müziği dinlemek için eve döndüğünde tekrardan yazmaya çalışırsın. Artık o üzerine yazılamamış cd'nin hiçbir anlamı olmaz işte o zaman. Üzerine tekrardan bir şey yazılamayacağı için bir köşeye fırlatırsın veya çöpe atarsın.

Ama işte ilişkiler öyle acaip ki, eğer birileri üzerine çok emek vermişsen ve o insanla olan ilişkinde bir sürü zorluğa katlanıp güçlü durup, elinizdeki her türlü kaynağı ilişkiyi ve karşındakini ayakta tutmaya adadıysan, o kişi tüm bunları elinin tersiyle bir gün ittiğinde artık onun yüzünden acıyor olan ve işlevini yitiren bir tarafa sahip oluyorsun içinde. O cd gibi üzerine bir şey yazılamıyor artık o acıyan tarafa hayatın boyunca. Ama maalesef yine aynı cd gibi bir tarafa atılıp, fırlatılmıyor. Acı geçince o yerin huzursuz boşluğu kalıyor geriye. O huzursuz boşluk hep orada kalıyor. Felçten sonra kalan arazlar gibi. Sonra artık başka boş bir alan bulunca, yine aynı şeyler yaşanıyor, yine o arızalar oluyor. Bir gün mutlaka bir şeyler boşa çabaladığını yüzüne vuruyor.

Derken insan yazdıkça kendine geliyor. A.D. ise "yazmıyor" değil "yazamıyor"muş. Birbirimizin başına sardığımız şarkılarla hatırlayacağız birbirimizi hep.

0 saçmalayan daha çıktı: