Cumartesi, Mayıs 03, 2008

"You're looking all right tonight, I think we should go..."


Bunu Ayça paylaşmıştı Google Reader'dan. Çok hoşuma gitmişti. Üstüne bir şey konuşmaya da gerek yok. O halde diğer paragrafa.

Dün gecenin bir yarısı canım dışarı çıkmak istedi. İyi ki burdaydı Muzo, dün gece epeyce içtik, eğlendik. Nada'da başlayan yolculuk, Manhattan'da sona erdi. En son Pink Floyd çalınırken ben dayanamadım, eve gitmeliyim dedim. Biraz ağır geldi sanırım Pink Floyd. O sırada hiç kaldıramazdım. Eve gelip kendimi yatağa attım. Saat 12 civarında da uyandım.

Gözlük takıyorum. Kırmızı çerçeveli gözlüklerimi bu aralar yorgun hisseden gözlerimi dinlendirmek için çıkarmıyorum. İlginç geliyor bu halim bir çok insan gibi bana da.

Balık besleyen insanların evcil hayvanınız var mı sorusuna "evet" cevabını vermelerine hep şaşkınlıkla karşılık vermişimdir. Seneler önce Golden'ın üst katında midye tava yerken, karşımızda duran akvaryuma bakıp bunun farkına varmıştım. Söylediğimde M. bana katılmamıştı ve hatta içerlemişti de hafiften. Kendisinin de balığı varmış ama ölmüş vs... Hiçbir interaktivite yok ve bu yüzden anlamsız geliyor balık beslemek evde. Bazı insanlar dinlendirici bir etkisi olduğunu söyler balıkların ama ben bir an bile dinlenemiyorum fazladan onları izlerken. Dinlenirici olmaktan ziyade, kendilerini izlediğim vakitler zaman kaybı olarak nitelendiriliyor tarafımdan. Ama ileride büyük bir evim olduğunda ve tek eksiğim bir akvaryum olduğunda -ki umarım olur öyle bir an- içinde izlemekten zevk aldığım nadir deniz canlısından biri olan denizanası olmasını isterdim o akvaryumun içinde. Büyük bir duvarı kaplayacak kadar koca bir akvaryumun içinde onlarca denizanası ancak izlemeye değer hissi yaratacaktır bende. Çok güzeller ve mucizeviler bir yandan da. Geçende anımsadım bu isteiğimi de.

Bu aralar ani isteklerime göre yaşıyorum. Diplerde çözülmemiş sorunlar çok fazla kalmadığından mıdır nedir, yüzeyde salınıyorum. Canım ne istiyorsa onu yapıyorum. Bu halimle zerre kadar yazasım da gelmiyor. Ne yazsam çok anlamsız sanki. Şimdi dışarı çıkacağım K. ile. Yüzyıllık alışkanlığım olan Tribeca'da duracağız önce ordan da muhtemelen Guinness içmeye bir yerlere kayarız. Belki akşam yazmaya değecek bir şeylerle dönerim eve diye bir umut var içimde.

0 saçmalayan daha çıktı: