Cuma, Haziran 19, 2009

"To wake and be happy again"

Kendimden ve hayatımdan ölesiye sıkılmış son birkaç günkü yorgunluğumu atmak için yatağıma yollacakken, Grandaddy'e neden bu kadar geç kaldım diye düşündürten bir şarkının sözleri kulağıma çalındı. Sözler şöyle diyordu:

"I want to sleep
Underneath the weeping willow
As it cries all night quietly
It's tears all around me
I'll sleep there so soundly
Until I'm allowed finally
To wake and be happy again

To wake and be happy again."

Başka bir şey dememe gerek yok sanırım bununla ilgili. Sabah nasıl ne giyindim bakmadan, işe gittim ve ancak saat 5'te kendimi uyanık ve yaşıyor olduğuma ikna ettim. Otomatik pilotta devam edilen günlerin sonunun hiç de otomatik pilotta rahat iniş yapmak gibi olmadığını yine görmüş oldum.

Bir sokağa ismini verebilsem "Elm Sokağı" olurmuş bu. Albert Einstein'ın adı Alfred'miş meğerse. Bunun gibi onlarca sayılmayacak saçmalığı bir gün içinde tükettim. Videoyu da ekleyip kaçıyorum. Kaçsam keşke diyorum.

"Dünyanın sonu gelse de gitsek" gibi.

0 saçmalayan daha çıktı: