Salı, Ekim 07, 2008

İlişkilerin Doğası Üzerine Bir Adet Saçmalama

4 Months 3 Weeks 2 Days'den bir adet bebek, The Days of Abandonment'tan bir adet sürüngen, Bin Jip'ten görünmezlik, bir de son olarak yapmak istenilenler... Hepsi bilinçaltından çıkıp rüyalarda cirit atıyorlar. Üstüste birkaç film izleme özelliğini yeniden kazanan bir insan oldum çıktım ve rüyalarım son zamanlarda ansızın değişiverdi.

Bugün sabahki derslerimden sonra eve geldiğimde saat 3'tü. Müzik dinlemeye başladım ve bugün dışardayken shuffle'da harikalar yaratmış olan iPod'umdan aklımda kalan ve aylar önce arşivime eklenip kendi halinde bekliyor olan Dustin O'Halloran'ın "Opus"larını dinledim durdum. Yalnızken dinlenebilecek en ideal isimlerden biri haline geldi kendisi hatta.

Sonra akşama U.'u yemeğe çağırmıştım. Onun için hazırlıklar yaptım. Yaparken nasıl olduysa aklım sanırım Man Stroke Woman'dan yola çıkıp -ki diziye hangi ara sıçradı düşüncelerim hiç hatırlamıyorum- kadın-erkek ilişkilerine geldi. Erkekler her zaman - hatırladım nereden o noktaya uçtuğumu şimdi ama yazmayacağım sanırım- kadınların "arıza" olarak nitelendirilen eğilimlere sahip erkeklere aşık olduğunu sonra da üzüldüğünü ama nedense hiçbir zaman akıllanmadıklarını düşünürler. Daha geçen gün yazdığım bir yazıya gelen yorum da bundan bahsediyordu. Velhasıl ben şöyle bir sonuca vardım -ki ne kadar doğrudur veya ne kadar yaygındır bu bilmiyorum ama kendimle ilgili ilginç bir ayrıntı olduğu için buraya da yazayım istedim; eğer bir kadının gözünde çizilen erkek imajı "default" olarak arıza ise, yani demek istediğim eğer bir kadına erkeklerin özellikleri sorulduğunda, "hepsi aynı, şöyle böyle bıkbıkbık" şeklinde ifadelerle yakınıyorsa, bu tanımın "default" olmasından kaynaklanarak karşısına çıkan erkekleri de buna göre kategorize ediyordur. Bu kategorizasyon sırasında eğer tanıştığı erkek, erkeklerle ilgili baştan kabul ettiği o tanımlara uyuyorsa tanımdaki olumsuzlukları standart erkek özelikleri olarak kabul ettiğinden dolayı, bu arıza eğilimleri taşıyan erkeği ancak erkekten sayacaktır. Kendi halinde, sakin, sessiz, uslu yani o olumsuz tanıma uymayan erkekleri de kaba tabirle "erkek müsveddesi" kategorisine sokacaktır tabii bu durumda.

Aynı şey erkeklerin kadınlarla ilgili tanımları ve onların kategorizasyonunda da geçerli sanırım. Eğer kadın denince "femme fatale" bir görüntü beliriyorsa erkeğin aklında, o adamın ilişki kurmak isteyeceği kadın da kadınsılığını onun kadın tanımına uyarak elde edecekse, bu erkekte sürekli kendisine acı çektiren kadınlarla beraber olma eğilimini görmek pek şaşırtıcı olmayacatır.

Etrafımda birkaç tane yeni evli arkadaşım var ve çoğuna baktığımda aslında ya akıllarında geçmişten getirdikleri o kötümser erkek tanımını bir kenara bırakıp, salt o tanıma uymadığı için aslında farkında bile olmadan erkek olarak görmedikleri ama tam da o özelliklere uymadığı için beraberliklerde sorun yaratmayan uslu ve kendileriyle evlenildiğinde sorun çıkarmayıp aksine huzur yayan o adamlarla evli olduklarından, epeyce tatminsizler. Bunu onlara söyleseniz kabul etmeyeceklerdir eminim; kim zorlukla kuruğu düzenin bozulmasını göze alabilir ki hem. Ama sanki gözlerinde birkaç sene önceki heves gitmiş, yerine alışkanlığın ve kabul etmişliğin getirdiği bir bıkkınlıkla yaşamaya çalışıyor gibiler. Eh diğer taraftan da kötücül karşı cins tanımlarına sahip ama vazgeçmemiş kadın ve erkeklerin durumu ise yalnızlık oluyor genelde. Yalnızlık değilse de daha çok üzüntü ve muz kabuğu oluyor durum.

Tabii buradan, herkesin aklındaki o kötücül kadını-erkeği bulması ve acı çeke çeke mutlu olmayı öğrenmeli veya sırf üst paragrafta yazdığım o çiftler gibi gözlerinde yılgın ve donuk ifadeler belirmemesi için bu arayıştan vazgeçmeyip yalnız da kalsa böyle devam etmeli gibi bir sonuç çıkmamalı. Aksine tanım her şeydir, onu anlatmaya çalışıyorum sanırım ben. Eğer bir insan o tanımları dürüstçe, çuvaldızı biraz da kendine batırarak daha makul hale getirir ve bu tanımlara uygun birini bulduğunda, karşı cinsin erkekliğini veya kadınlığını kötülüğe değil de iyiliğe ve "kendi gibi"liğe bağlayabilirse, sorunsuz ilişkiler yaşar. Yani aslında eğer aklınızdaki kötü özelliklerle tanımlanmış karşı cins kavramının içini temizler, pencereleri açar hava aldırır ve içeri temiz hava sokabilirseniz, daha sağlıklı ilişkiler kurulabileceği bir gerçek gibi görünmekte bana. Bilmem siz ne dersiniz ama...

2 saçmalayan daha çıktı:

Adsız dedi ki...

Bence çiftler birbirlerine delice aşık olasalar bile beli bir zaman sonra alışkanlık halini alacak bunun sonu yok huzurlu bir birliktelik varsa sorun yok bence.Ama ben hep bi heyecan olsun atraksiyon olsun istiyorsanda daldan dala konmak makul bir çözüm ,gözlerindeki heveste yerli yerinde kalır gibi..

divina dedi ki...

Bu tamamen kişisel tercih tabii. İsteyen istediğini yapsın ama uzun süreli bir ilişki istiyorsan da akıldaki tanımı değiştirmek doğru bir yaklaşım gibi geliyor bana. Yoksa evet, belli bir zaman geçirdikten sonra beraber olduğu kişiden sıkılan da var, tam tersi deli gibi o kişiye bağlanan da.