Bugün ilginç zamanlar yaşadım. Hayırlısı diyorum.
Onun dışında, kadınların birbirlerini ancak kendilerine rakip gördüklerinde diş gösterdiğini, karşı tarafın en ufak hareketinin itici ve eleştirilebilir geldiğini söylemem lazım. Ama eğer diğer kadının kendisi için potansiyel sevgili olabilecek erkeklerin ilgisini çekmiyorsa bir kadın, o diğerini kaale bile almıyor. En kötü şeyi yapsa bile gülümseyip geçiyor. O yüzden sanırım ancak iki kadın arasındaki bağ, onları beğenen erkeklerin aynı kümede bulunmaması durumunda sorunsuz ilerliyor. Lacan'ın "kadın yoktur" lafı bir çok kritik -özellikle de feminist kritiklerin tabii ki- tarafından sırf ara yüzü tarafından eleştirilmiş olsa da, benim nazarımda öyle doğru ki, kadınlarla ilgili onun bu sözü üzerine söz etmek anlamsız gelmekte.
Bugün oturup kendime çeşitli temalara sahip şarkı listeleri çıkarasım var. Başarabilirsem buraya da koyacağım.
Öğleden sonra eski mesajları sildim, bazılarına dokunmadan tabii. Kulağımda The Clientele vardı. Hayatımda olan insanların mesajlarını -ki zaten hayatımda olmayanların mesaj atmak isteyebileceği biri olmadım hiçbir zaman, sildim. Hayatımdan çıkardığım insanların -ki zaten toplasan bir tane, mesajlarını silmedim, bıraktım onları öyle. Nasılsa sahibi hayatımda değil, öyle dursunlar istedim sanırım. Sonra az önce gelen bir mesajla gülümsedim. Gülümsediğimi farkedip, güldüm bu sefer eğlenerek. Unutmuşum bazı şeyler nasıl yaşanır, hissedilir. Hatırlatana teşekkür ettim. Mutlu oldum. Hep hatırlatsın, hep mutlu olayım.
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder