Pazartesi, Mayıs 18, 2009

Mıymıy

Son birkaç gündür Lockett Pundt manyaklığım tuttu. Kendisiyle olur olmadık yerlerden bağlantılar kurdum. Bu sabah da aklımın içinde Red Oak Way çınlıyordu. Mırıldana mırıldana uyandım. Kendisinin fotoğraflarını buraya koymak isterdim ama izin mizin almak lazım. Başka bir ara artık.

İçimizdeki Şeytan bitti. Şimdi başka kitaplar bitirme uğraşındayım. yalnız Ayn Rand ile Sabahattin Ali'yi beraber okumak oldukça ilginç bir deneyim oldu. Bu da ayrı bir yazı konusu. Daha gözümü tam açamıyorum.

Bugün E. ile Seğmenler'e gidilip güneşlenilecek, güzel şarkılar dinlenilecek ve hatta paşa gönlümüz isterse içilecek. Bu aralarki huzursuz ruh hallerimi neye bağlayayım bilmiyorum bir de. En iyisinin beklemek ve olabildiğince keyifli vakit geçirmeye bakmak olduğunu düşünüyorum. Ama o keyifli vakitleri geçirirken de yüzümdeki ekşilik hemen belli oluyor. Bir şeylerin yanlış gitme olasılığı beni çıldırtıyor sanki ama define "bir şeyler".. Çaktırmadan kontrol deliliği mi yapıyorum diye kendimi deniyorum ara ara. Ama yok öyle bir şey de. Sanırım kendi kendimi huzursuz etmeye programlamışım kendimi hayatımın bir anında.

Aklımın benim dışımda hiçbir şeyle ilgili 2 dakikadan fazla bir yere odaklı halde kalamamasının sonucuna böylesi bir yazıyı sonlandırmak istiyorum. Akşama daha huzurlu bir halde tüm sinirimi toprağa akıtmış şekilde gelip buraya bir iki saçmalarım yine.

Şimdilik TED'den eğlenceli bir video gelsin o zaman.

Keith Barry does brain magic

2 saçmalayan daha çıktı:

Ayça dedi ki...

huzursuzluk=merkur retro
hepimizde var sağolsun
neden neden neden diye ekstra huzursuzluk yapma :)

divina dedi ki...

Merkür'ü patlatalım bence artık. :)