Çarşamba, Mayıs 27, 2009

"Yea of course"



Şimdi, sol başta oturan şu ikisi geçen hafta aynen yine böyle beraber otururlarken, o adamlardan pek bir güzel pek bir yakışıklı olan Lockett'ın bana facebook chat'ten "hello" diyesi tutmuş. O sırada bir yıl boyunca en fazla dinlediğim grubun günümüz anthemlerinden biri olabilecek son albümünün ikinci şarkısını söyleyen gitaristinin bana oradan "Hello" demesi benim için ilginç imgelere tekabül etmekte. Örnek verelim bir tanesine:



"Sevgili" Lockett dedi ki, buralardan hiç ses gitmemiş oralara. Emin mi diye tekrar sordum ama o dedi ki "Bir Bradford'a sorayım." O sorarken ben Lockett'la sohbet ettiğime mi sevineyim yoksa arkasında Bradford'ın oturuyor ve benim sorumun ona bu güzel adam tarafından sorulmuş olmasına mı bilemedim. O da "Evit" demiş. Baya bir süre güzel güzel konuştuktan sonra "Dublin'deyiz. Konsere çıkacağız şimdi" dedi . Ben de konserlerinin güzel geçmesi dileklerimi sundum. Ben yine oturduğum yerde Lotus Plaza ve Deerhunter dinledim, Dublin'de bir grup insan da bu insanları konserde canlı canlı izlediler. Burada hemen sözü iç sesime veriyorum: Bok!

Bu da böyle fantastik bir anı olarak dursun burada. Hatta tam olsun diye "Bu da böyle bir anımdır" diyeyim ve Turn It Up Faggot'ımı dinlemeyi sürdüreyim. Sonra da uyuyayım artık. Yine insomnia yine insomnia zaten.

1 saçmalayan daha çıktı:

adia dedi ki...

heheyt, fantastico :)