Salı, Kasım 04, 2008

"... çünkü mutluluk, arınmanın en güçlü maddesiydi."

"İnsanların neden mutsuz olması gerektiğini hiçbir zaman anlayabilmiş değildi."

Ayn Rand, "Atlas Silkindi", sf. 33

Bu cümleyi okuyalı beş dakika bile geçmedi aslında. Ama tam da bunu destekleyecek türde "İnsan mutlu olmalı, acı çekmek, mutsuzluk insan uydurmasıdır. Yok aslında buna yol açabilecek bir neden." gibi cümleleri ne zaman mutsuzluğun kuyusuna düşsem duydum birilerinden. Buna göre her bu sözleri duyduğumda aklıma ilk gelen şeyin "Mutluluk varsa mutsuzluk da var. Saçmalık mutlu olma halini akıllı insana atfedilmiş bir özellik olarak görmek" gibi cümleler olmasına rağmen sadece gülümsedim büyük bir yılgınlıkla ve boşvermişlikle.

Tam bunlar aklımdan geçerken, insanların mutsuz olduğu zamanlarda "Ne yaptım ki bu mutsuzluğu hakedecek" gibi yakarışları geldi aklıma ve hemen ardından da mutluluk zamanlarında neden önceden bu mutluluğu hakedecek ne yaptıklarını sorgulamadıklarına takıldım. Kimseden duymadım "Bu mutluluğu hakedecek ne yaptım ben" gibi cümleler ben. Ya herkes bunu zaten default olarak hakedecek kadar kendilerini erdemli, iyi veya doğru kabul ediyor ve bu mutlulukla ödüllendirilmek onlara doğal geliyor ve fakat iş mutsuzluğa geldiğinde bu doğruluklarına rağmen nasıl mutsuzlukla cezalandırıldıklarını soruyor büyük bir şaşkınlıkla; ya da kimse mutluluk anlarında bunu hakedip haketmediğini sorgulayacak kadar cesaretli değil. Hani dünyanın en zengini olup da "sefaletin sebebi nedir" diye adam tutup araştırtmaya benzer bir abukluk içinde bulunmamak için... Sonra depresyondayken fütursuzca orada burada "Allahım neydi günahım" deriz sanki sevaplarımızı da öfori krizlerimizde sorgularmışız gibi.

İnsan ilginç bir yaratık.

0 saçmalayan daha çıktı: