Pazartesi, Eylül 29, 2008

The Last Farm

Akşam K. ile yediğimiz akşam yemeği ve sonrasında güzel tatlı seansından mutlu mutlu evime dönmüşken, Y. bana şu videoyu yolladı; tadım tuzum kaçtı. Yediğim tatlılar, güldüğüm her şey, yemekteyken bana bakan çocuğun yüzü... Hepsi bir bir boğazıma dizildi; feci şekilde anlamsız gelmeye başladı. Hayatta şöyle birine rastlamayacaksam niye yaşıyorum ki bile dedim bencilce. Kısacık ama içte devam eden türden bir film bu. Fonda İzlanda olmasının etkisinden demiyorum, 2005'te Oscar adayı olmuş The Last Farm'a bir göz atın. Eğer imkan olsa buraya iliştirecektim, sizi başka yere yollamayacaktım ama olmadı.

http://video.google.com/videoplay?docid=5581847596743224269&ei=7DXhSLHJA42uiAKxgsCiCw&q=%22the+last+farm%22

2 saçmalayan daha çıktı:

Adsız dedi ki...

flim izlenme listesine izlenmek üzere kaydedildi.ben kadınların bu tarz erkeklerle birlikte mutlu mesut beraberce yaşamak için can attıklarını sanmıyorum.eminim bu tarz erkekler epeyce var ama kadınların onları ıska geçtiklerinin tam zıttı erkeklerle beraber daha iyi geçindiklerini sanıyorum acıyı seviyorlar bir nevi...

divina dedi ki...

Aynı şeyi ben de düşünmekteyim zira insan zorlukla elde edilen şeyleri daha çok seviyorlar. Ama bu tabii erkek için de geçerli. Keşke hakikaten de acı çeke çeke böyle insanlarla ilişkilerimi bu noktaya getirsek ama olmuyor. Kimsenin kimseye tahammülü yok; zorlukları başedecek sabır ve güç ise zaten çoktan tüketilmiş gibi.