Cuma, Haziran 20, 2008

"Everybody in his or her own life needs a hobby...

... Fills the voids that working late create" demiş bir şarkısında Liars denen şahane grup.

Bir süredir bir şeyler yazamıyorum. Sağolsun pavilion'um birkaç kez daha yapmış olduğu gibi kapanıp bu sefer cidden de açılmamaya karar verdiği için ve oradan buradan internete girmek istemedim. Girdim aslında mesela kardeşiminkinden mail bakmak için veya işyerinden ama tabii minimumdaydı kullanımım. Bir kez daha başka bilgisayarlarda iş yapmaktan ne kadar hazetmediğimi görmek açısından faydalı bir deneyimdi bu hafta.

Tüm bu bilgisayarsızlık içinde geçen birkaç günde (6 gün), reader'a bakmadığımdan bugün yeni bilgisayarımla -ki kendisine bilgisayar demek istemiyorum, reader'ı kontrol ettiğimde bana 768 tane okunmamış item olduğunu gördüm. Başladım ve tam 3 saatte ancak bitirebildim. Aklımın içinde türlü türlü haberler, yazılar dolaşıyor. Ama olsun. Yine de yazmak istedim.

Bu hafta boyunca kendime yeni bilgisayar ne almalı diye düşündüm düşündüm. Araştırdım. Sonunda buldum ve bugün elmasepeti'ne gidip imac'imi aldım. Mutluyum! Kendisini kurcaladıkça daha çok kurcalamak istiyorum. Tanıdıkça daha çok seviyorum. Yeni fetiş objem ve takıntım oldu bir anda tabii. Bugün derste canım sıkıldığında, öğrenciler soruları cevaplarken mesela aklıma geldi bir anda evde beni bekleyen bir imac'im olduğu ve gülümsedim kimseye çaktırmadan. Sonra koşa koşa geldim. Başına oturdum kocaman ekranın. Muzo sağolsun apple konusunda epeyce deneyimli olduğundan kendisinin başını şişirmelerime gayet aklı başında cevaplar verdi ve bir nevi helpdesk oldu bana taa Eskişehirlerden. Kendisine buradan da teşekkürlerimi sunuyorum. Yarına Nada shotlar benden olacak.

Bu hafta içinde pek de değişik bir şey olmadı aslında. Yarına bu saatlerde Ayça'nın burada olduğunu bilmek daha da mutlu ediyor mesela beni. Bugün güzeldi. Yarın daha da güzel olacak diyorum ve giderek artıyor her şeyin daha iyi olacağına dair umudum. Hakikaten de oluyor sanırım.

Bir yerlerden haberler bekliyorum ve bu olumlu gidişata bakılırsa istediğim gibi olur o haberler diyorum.

Bu hafta bol bol film izledim ve kitap okudum. Internetsiz hayatın güzelliklerinden biri de başka şeyler için daha kolay vakit ayırabiliyor olmak sanırım. Tabii bilgisayarım olmadığından taaa iPod partisinde kazanıp bir türlü kullanmadığım hoparlörleri yerinden çıkardım ve ipodumu tam orta yerine oturttuktan sonra odamdaki fon müziği eksikliğini giderdim. Neler dinlediğime gelince, Tapes'n Tapes ve Liars gittikçe daha da çok sevdiğim gruplar haline geldi mesela. Sonra az önce Pitchfork'un 3 küsür puan verdiği The Ting Tings'in We Started Nothing albümünü dinledim. Pitchfork'u buradan kınarken, Coldplay'in Viva la Vida'sına verdikleri 6.5 için aynı anda kutluyorum da. Sigur Ròs'un şu an buraya kopyala yapıştır yapmaya üşendiğim albümlerini de dinledim ama nedense bir türlü istediğim hissiyata bürünemedim. Belki öyle bir hissiyat falan istememeliyim tabii. Ne akdar beklenti o kadar hayalkırıklığı. Kendilerinden bir tekrar beklemiyordum da ama ne bileyim, bu kadar da garip gelen bir albüm yapacaklarını hiç düşünmemiştim. Ondan garip geliyor tabii o da ayrı bir şey.

Daha yazardım. Aklımda onlarca şey var ama maalesef kurcalayacak çok şey var ve ben biraz keyif yapmak istiyorum. Az sigara, bol spor, film, müzik ve kitap, internetsiz bir hafta... Eğer her böyle geçirdiğim hafta, sonunda bana böyle güzel bir hediye verecekse, hayatımı böyle bir yaşama adayabilirim.

PS: Maçı penaltılarda izledim ve deadline manyağıymışız milletçe; yine onu farkettim.

2 saçmalayan daha çıktı:

david santos dedi ki...

EURO 2008

TURQIYE Congratulations!!!!!!

divina dedi ki...

thanks a lot!