Çarşamba, Şubat 25, 2009

"Oh, it's such a perfect day!"

Gözyaşlarını doğru anlara saklamak en mantıklısı. O doğru anların mutluluk içerenlerini hemen olmasını, acı içerenlerinin ise hiç gerçekleşmemesini diliyorum şu andan itibaren tüm kalbimle. Az önce aldığım haberle hayatım boyunca anlamsız şeyer için üzülmelerim geldi aklıma da, baya bir küfrettim kendime. Gerizekalıyım.

Bazen hayal mayal kuramayacak kadar yaşamın içine gömüldüğün anlar olur ya. Sanırım o insanın yaşarken öldüğü zamanlar oluyor. Bu cümleyi yazarken mesela aklıma Trainspotting'den bir sahne gözümün önünde canlandı. Hatta anlatmayayım, teknolojinin güzelliklerinden faydalanıp yutub'tan filmin o kısmını buraya iliştireyim.



İşte tam böyle bir şey olmalı hayallere dalamamak ve gerçekliğin içinde kıvrandıkça kıvranmak. Hatta o kadar çok kıvranmak ki, artık hareket etsen de bunun bilincinde olmayacak kadar acıdan uyuşmak. Gerçi Trainspotting'te gerçeklerden kaçmak için böyle bir noktaya geliniyor belki de ama sanırım kaçsan da her taraf gerçeklik zaten... En azından ben böyle düşündüğüm için hayatım boyunca gerçek dışında başka bir şeyin beni bu noktaya getiremeyeceğini bilip, bu gibi şeyler denemeye kalkmamış olabilirim.

Her neyse... Aldığım haberden sonra böyle hissettiğimi buraya kaydedeyim dedim sadece. Salı'ya kadar vakit nasıl geçer bilmiyorum ama elimde olsa ve işe yarayacağını bilsem o zamana kadar yaşamımı dondurmayı ve 1 hafta boyunca yaşarken harcayacağım tüm enerjiyi G.'ya vermek isterim.

Bok. Ama bu sefer çok sinirli.

1 saçmalayan daha çıktı:

Radnor dedi ki...

lou weed gelsin dertler bitsin