Cumartesi, Şubat 09, 2008

"... he said girl you better try to have fun..."

"You stole the sun from my heart" dersem garip mi olur bilmiyorum ama bilmiyorum hakikaten! Umarım garip olur. Dışarda güneşi her ne kadar istemesem de içimde olsun biraz istiyorum. Olsun rica ediyorum.

Onu çok özledim. Onu değil aslında. Aklımda yarattığım bir "o"nu özledim ben. It's been seven hours and fifteen days. Oldu da geçti bile. Ama hala aynıyım. Bir bok değişmemiş. Hala yüzleri ona benzetiyorum (i could put my arms around every boy i see
but they'd only remind me of you). Hala ve ancak müziklerle ona ulaşabiliyorum. Arada bir orta parmağımı kaldırıyorum. Arada da pes ediyorum onu seven tarafıma karşı sürdürdüğüm o orta parmaksal savaşta. Hala arşivler, gürültülü ve insanların zıplayıp şarkılar söylediği bir yerde açılıyor; hala alakasız bir şarkıda akla bir Haziran günü söylenen "mümkünse küsmeyelim" sözü geliyor nasılsa. Kurumuşum sadece. Ağlamıyorum. Gçzyaşı dökmüyorum; sözde... Ve küstük işte. Küstüm sana ve senin temsil ettiğin ne kadar şey varsa. Sigur Rós eşliğinde hem de.

I hope you're feeling happy now...

0 saçmalayan daha çıktı: