Pazar, Ocak 25, 2009

"Everyone is here..."

Kendi kendimle röportaj yapmazsam bir süre daha buranın boş kalacağını düşündüm ne alakaysa. Çok önemli bir şahsiyet olduğumdan ancak kendi kendime röportaj yapabiliyorum tabii.

Bu aralar ne yapıyorsun?

- Hiçbir şey. Kitap okuyorum, film izliyorum. RUtine bağlamış halde işe gidiyorum. Arkadaşlarımla özellikle de B., U., B., S. ve K. ile absürd anlamsız ama eğlenceli diyaloglar içindeyiz. Her gün bir yerlerde oturuyoruz. İçiyoruz, yiyoruz ve konuşuyoruz ama en çok da gülüyoruz. Sanırım gülme eylemini bu kadar rahat uygulayabildiğim, kendiliğinden güldüğüm başka bir dönem olmadı son bir senede.

Cidden mutlu musun peki?

- Yoo, illa ki mutlu olmak gerekmiyor kendiliğinden kahkahalar atmak için. Sit com izlemek gibi bir şey bu aralar yaşadığım. İzlerken kafamdakileri unutuyorum ve gördüğüm ve karşıma çıkan ,şükürler olsun ki, eğlenceli olan şeylere tepki veriyorum.

Herhangi bir değişiklik var mı hayatında?

- Yok ama iki tane haber bekliyorum geleceğime dair. Biri işimle alakalı ve eğer yaparsam neler olacağını merak ettiğim bir şey; diğeri ise kafama bir anda oluşan bir projeyi iki uygun insana anlattığımda gözlerinin parıldayışıyla beraber projesini yapmak istedikleri bir fikrim. Bu fikir gerçekleşirse ne ilkine ne de başka bir şeye kafa yorarım sanırım. Çok ilginç şeyler olabilir. Bu sene garip başladı.

Ne kadar farklı türden şeylere "garip" dediğinin farkında mısın?

- Evet, ama zaten her türden şeyin garibi olur. Ondan herhalde, ne bileyim.

İhtiyacın olan bir şey var mı?

- Vardır tabii... Yeni ve aklımı başımdan alacak müzik eksikliği çekmekteyim. Bir süredir eskilerle yetiniyordum ama son zamanlarda onlarla da aram pek iyi değil. Aklına bir şey geliyorsa çekinme, söyle.

Bir grup görmüştün ya dün... Hani ismi hoşuna gitmişti ve indireyim demiştin albümlerini. Onları dinlemeye başlasana.

- I ıh, canım kendi kendime bulduğum bir şeyi değil de, otomatik pilota bağlanmış gibi başka birilerinin tavsiyesini dinlemek istiyor. Ama ben bilirim kendimi, pek uyuzumdur. Müzik zevkini benimkine o kadar da yakın görmediklerimin tavsiyelerini pek kaale almayacağım kesin. Neyse, sen söyle ama akına bir şey gelirse.

Peki... Bu aralar üzerine düşündüğün bir konu var mı?

- Hayır. Her şey bomboş ve gayet olduğu gibi. Arada nefes almak güzel. Bir süre daha böyle devam edebilirim.

Son zamanlarda en sık dinlemek istediğin şarkı nedir?

- Mesela bugün tüm gün aklımda Frank Sinatra vardı ne alakaysa... Hatta tüm gün kendimi dilbilimine adamışken ve sanırım bir gün içinde yaklaşık bin (sayıyla 1000) kadar kelimeye onların en az üç katı toplamında eşanlamlı bulmaya tüm enerjimi harcarken, Strangers In the Night mırıldanıp durdum anlamsızca. Onun dışında bir de Asobi Seksu'nun albümü çıktı Hush diye. Büyük bir heyecanla dinlemeye başladım. Eskisi kadar gitar mitar yok. Öyle ses perdeli ayakkabı dikizleten bir müzik yapmamışlar ama olsun. Dream pop denen şeyin en iyi örneklerinden bir albüm bu ve bu şeyin iyisini bulunca dinlemek lazım. Dinliyorum ben de. Arada da Today is the Day dinliyorum Summer Sun versiyonuyla genelde. O şarkının da eskiden Today is the Day EP'deki daha bir hareketli canlı versiyonunu dinlemeyi tercih ediyordum ilk başlarda. Ne ilginçtir ki diğerine döndüm ve sanırım bu versiyonu artık daha çok seviyorum. Hüzünlü müzünlü tabii.

E nasıl oluyor sen kahkaha atarken hüzün müzün?

- Tabii garip oluyor. Tam eğlenirken aklıma düşerse o şarkı, literal anlamda değil de kavramsal olarak ağzımın ortasına patlatılmış gibi hissediyorum. İnsan aklı garip çalışıyor. Bir daha garip demek istemiyorum.

Tuhaf de o zaman.

- Hmm olabilir.

Seni şaşırtan bir şey oldu mu peki bu aralar?

- Aklımın istediğim zaman tıkır tıkır çalışıyor olduğunu ve istediğim zaman kendime duraksız bir şekilde çalışmayı bile hoş gösterebileceğini ve hatta istekli şekilde çaba harcayabileceğimi gördüm; o hoşuma gidiyor.

Ya canını sıkan başka bir şey?

- Kimse ilgilenmesin bununla, ben dahil...

2009'a bomboş girmiştin. Var mı şimdi bir hedef, umut bir şey?

- Yok. Beklentisizlik, sonunda elde ettiğimde kırılmasın diye "kid glove"larla, elimden kayıp gitmesin diye de sıkı bir şekilde tuttuğum bir şey. Uzun vadeli hiçbir şey olmasın etmesin. Güzel her şey. Kısa vadelilere bile ihtiyacım yok zaten. Ha bir tek beni delice konuşturabilecek birilerini bulsam nasıl mutlu olurum bir bilsen. Hani öylesine bir konuşma değil de, uzun süredir içimi açmadığım kadar açabildiğim ve hatta kendi kendime unutmuş olduğum veya belki de hatta keşfetmemiş olduğum taraflarımı bana hatırlatabilecek ve keşfedettirebilecek birini bulursan yollasan bu taraflara, çok iyi olabilirmiş miş miş miş.

Peki o zaman, aklımda olsun. Ben şimdi yatayım. Başka bir ara devam edelim. İyi geceler.

- Sana da.

2 saçmalayan daha çıktı:

Damla dedi ki...

bu formatı kendime de uyarlamak isterim izninle. herkes uyarlamalı bir noktada hatta.

divina dedi ki...

Hiç çekinmeyin Damla Hanım. Ben de okumak isterim.