Çarşamba, Ocak 07, 2009

"Take it with the love its given..."

Last.fm'de müziklere koyulan taglerin bir serisi de bende var. Yalnız benim taglerim tam da benden beklenebileceği gibi oldukça kişisel. Örneğin yağmurlu bir adada dinlenebilecek şarkılar vey karlı bir adada dinlenecek şarkılar diye iki tane tag'im var. Tabii şair burada Lost adasına değil İzlanda'ya sesleniyor. Bir diğeri de mesela iminlovewiths. Bu şarkılar tabii ki en sevdiklerim oluyor. Tabii ben bu tag'i kullanmaya başladığımda last.fm henüz "Loved Tracks" denen naneyi eklememişti siteye. Ama olsun ben itinayla ekliyorum şarkıları o tag altına.

Tabii bu akdar kişisel olmaları benim çok işime yarıyor bu taglerin. Mesela post-rock diye bir tag'im olsaydı last.fm kullanıcılarının post-rock diye taglediği ne var ne yoksa dinleyecektim. Ama benim spastik ve pek bir antik kuntik taglerimi kimse kulalnmayacağından (akıllarına geleceğinden şüpheliyim) o tag'e ait radyoyu dinlemek istediğimde tam da benim eklediklerimi dinliyorum.

Bu taglerin içinde bir tanesi var ki, 2007 civarlarında pek bir mutsuz hissettiğim bir anda "to the one i still don't know who" ismiyle tag dünyasına bomba gibi düşmüştü. Bu tag'in amacı bir gün olur da biriyle karşılaşırsam, onun buna layık olduğunu düşünüp ona yüzlerce şarkı hediye etmek değil aslında. Bir gün olur da biriyle tanışırsam ve olur da kendiliğinden bu tag'i ona yollarsam o kişiyi o zamana kadar kimseyi sevmemiş olduğum kadar sevdiğimi farkedeyim diye yapıldı o tag. Ha evet her ikisi de aynı kapıya çıkıyor gibi görünüyor aslında ama ilki zaten verilmiş olan bir "o" kararı üzerine yollanırken, diğerinde durum tam tersi yani tag önce o kişiye ulaştırılıyor ve anlaşılıyor ki "Aaa bu o sanırım".

O tag altında bulunan her şarkıyı tek tek bu etikete yapıştırırken, o kişiyle olan olası bir ayrılıkta tüm o şarkıları çöpe yollayacağımı düşünüyorum. Yani hani saatli bomba gibi. Zamanı geldiğinde patlayıp yokedecek üzerinde olan sizin o çok sevdiğiniz eşyanızı gibi. O şarkıları vereceğim adam bir gün burayı okursa ona bir çift lafım var (burayı okumasanız da olur lakin okuyan kimsenin "o" olduğunu düşünmüyorum nasılsa):

"Mutlu ol yeter! (bu laftan sonra beni bırakabilirsin ama çok şirinim evet) Bunalım bunalım her şeyi mahvetme, elinde olan şeyin değerini bil. Bu şarkılar sana öylesine verilmedi; hediye edildiler. Benim senin için şu ana kadar yaklaşık iki senedir biriktirdiğim ve kim bilir seni bulana kadar daha kaç şarkının daha ekleneceği o tag'in değerini bil. Seni ne kadar çok sevdiğimi, sana gelene kadar ne salaklıklar yaptığımı ve dolayısıyla piç ettiğim her şeyi, ne aptal adamlarla tanışıp nasıl gerizekalı davranışlar içinde bulunduğumu, neler dinleyip ağladığımı, şu anda olmayan seni düşünürken neleri dinlediğimi o şarkılar sana anlatacaktır. Bir nevi fotoğraf albümü gibi yani. Daha gerçeği belki de. Hayatımın senin dahil olmadığın bölümlerine doğru bir zaman yolculuğu yaptırıyor; böyle de über kuul bir şey. Ha tabii bu playlist sana, bu zamana kadar kimseye verilmedi ve senin oldu diye havalara girme gibi bir hak vermiyor. Gerçi sana verildilerse kıymetini bilir ve öyle davranışlarda bulunmazsın sanırım ama olsun ben yine de hatırlatayım istedim. Ha bir gün beni bırakmak istersin falan, o vakit o şarkıları da alıp cehennemin dibine gidebilirsin. Öyle."

0 saçmalayan daha çıktı: