Cumartesi, Mayıs 26, 2007

It's December in May...

Mutlu ve yorgun hissettiğim bir gün. The Clientele denen grubu tanıdığım için mutluyum baya. Müziklerindeki yumuşak tanıdıklık, Lennon benzeri vokal, düşünceleri dinginleştiren, her şeyi slow motion'a almaya yarayan o hafif ağırlık. Tam da bugünüme; son zamanlarıma uygun...

Sanki iki senedir beklediğim zamanlar buymuş gibi geliyor, özellikle de mavi, krem renkli kareleri olan perdeler hafif hafif rüzgardan savrulurken. Düşünüyorum da ne kadar "ilginç" (bu kelimedeki sırrı farkeden bir biz -ben ve o- mi varız acaba? [-hayır, senden çok yaşamayacağım.]) zamanlar yaşamışım ve halen yaşamaktayım. Ben bir retro'yum bu aralar... Ama istemiyorum retroları. "O"nda da olmasın istiyorum. Herkes önündekilere baksın. Önündekilere bakmak "istesin". Kimse kimsenin elinden kayıp gitmesin... Birbirini görebilen insanlar olalım. Sessizce oturup, rahatsız olmayan o "b."lerden olalım.

Geçende, La Ritournelle ile ilgili, günlük gibi kullandığım moleskine'ime bir şeyler karaladım. Hatta sonra buraya da yazayım dedim ama, üşendim tabii... Hemen yazayım istiyorum tam da onu dinlerken.


"I believe in La Ritournelle. It is the song which assures me that I will find the ones i've been looking for, if i keep listening to it."


Bu şarkı kendini aylardır dinletip, soğuklarda, karlarda, içimdeki yürüme aşkını kabartmıştı. En fazla dinlediğim şarkı olmuş bir de baktım last.fm'de. Şimdilik 120... Dinlerken gökyüzüne, dallara, ağaçlara, bulutlara, çocuklara her seferinde bakma isteğiyle dolduğum, dinlerken tüylerimi 122. seferde bile ürperten, her seferinde "evet, biliyorum" dedirten bu şarkıyı hayatımın şarkısı ilan etmişim bile...

Sébastien TellierLa Ritournelle

Nothing's gonna change my love for you
I wanna spend my life with you
So we make love on the grass under the moon
No one can tell, damned if i do
Forever journeys on golden avenues
I drift in your eyes since i love you
I got that beat in my veins for only rule
Love is to share, mine is for you..

"The one" diye tabir edilen, benim uzun süredir unutup umudumu kesip, hayatıma "the one" fikri bile olmadan devam ettiğim zamanları geride bıraktıracak kadar güçlü ve inanılması çok güç ama "gerçek" bir şarkı.

Seviyorum... Her ikisini de.

0 saçmalayan daha çıktı: