Zaman farkı olan bir dünyayı kınıyorum...
Ama yine de mutluyum. Sürekli mutlu olduğunu sayıklayan bir tip haline geldim... Merak ediyorum ne olacak da bozulacak diye bu mutluluk hali... Ama kötü düşünmeyeceğim çünkü "insan ne çağırıyorsa o oluyor" demişti. Doğru tabii...
Zero 7 ile ilk tanışmamı yazayım istedim şimdi de gecenin bir yarısı.
Sanırım 2004 yılıydı, bir gece oturuyordum Görkem'de. Ne ilginç yıllardı... Oturup oradan buradan konuşuyorduk ama kafamda olup bitenlerden yine kimsenin haberi yoktu o küçücük odada. Ben bir an için açık ve fakat mute halde olan Dream Tv'ye takıldım. Bir klip vardı. İlginç görüntüler. Hangisiydi hatırlamıyorum bile artık ama sesini açıp merakla dinledim. Güzeldi; çok güzeldi. Aklımdakileri anlayabilen ve düşünce/his balonumun içinde sanki hep ordaki boşlukları dolduruyormuşçasına ilerliyordu müzik... O kadar rahattı ki, başka bir şeye ihtiyaç duymaz olmuştum o 3-4 dakika içinde. O zamanlar dış dünyaya çektiğim duvara dokunmak bir yana, o duvarın zaten içinde, kozamın tam ortasında hissediyordum müziği. Güzeldi. Hala güzel...
Bu aralar yine yeniden dinlemeye başladım bu grubu ve tekrar o kadar sevdim ki... Yine bir koza halindeyken geldi ve beni buldu şarkıları. "Bu şarkı sana olsun" bile dendi.
Öyle...
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder