sigur ròs dinliyorum gözlerim kapalı... berbat bir akşamı bu hale çevirebilecek tek şey bu olmalı. çünkü durumn berbatlığının aslında hiç de o kadar berbat olmadığının kanıtı bu şarkılar... daha berbatları olmuştu. arada geçici hafıza kayıplarımda -ki bu kayıplar "yükselen ikizler modum"la alakalı- hatırlatıyor bana bu şarkılar o zamanları. az önce birinin (yeni birisi-sevan) kullandığı bir tabirle "bunalım denizlerinde boğulmuş" olduğum o eskiiii zamanları.
ipek'cim (cracker) londra'da bu beyefendilerin konserinde. konseri bölüm bölüm ben de dinledim telefondan da olsa. bu bile harika bir histi; orada olsam ne hale gelirdim düşünemiyorum. en basitinden sanırım bir köşede oturup bağdaş kurmuş bir halde ellerim başımın iki yanında onları izleyip gözyaşları akıtırdım diye düşünmekteyim.
evet çok güzeller...
bu arada ipek'e "imagine our imagine room" deyivermiştim konser sırasında ona attığım mesajımda. ne kadar ilginç ki bizim hayal etmemizi sağlayan bu canlı kanlı "imagine room" bir sokak ötemde yeni sahiplerini(sahip mi? hmmm düşünmek lazım) ağırlarken, biz onu hayal ediyoruz benim kulağımda ve ipek'in beş duyusunda sigur ròs... resim içinde resim gibi.
sıkıcı bir gün ama iyi bir son...
"good weather for sigur ròs" diyerek noktalıyorum bu yazıyı.
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder