Pazar, Ağustos 09, 2009

"Ladies and gentlemen, without a safety net I shall now perform a 180 flip-flop"

Dün, bir adet çılgın gece ve yazıdan sonra, sabah uyandığımda yazdıklarımı okuyunca gülümsedim. Sadece o an için bile yaşanasıymış. Bu hafta ve sonrasında ne olacak diye beklemeye aldım kendim. Her şeyi bekliyorum zaten bu aralar. Hangi birinin heyecanını yaşayacağımı sakladım.

Bugün bir de daha güzel ve heyecanlı bir şey daha yaptım. Prag'taki daireyi değiştirdim. Herkes onayladıktan sonra teraslı çatı katı dairesini tutmaya karar verdik. Önümüzdeki hafta bugün akşamı orada geçireceğiz. Hatta sonraki yedi geceyi daha. Şimdi bile yüzümde kocaman bir gülümseme oldu bunu yazarken.

Şimdiyse yatağa gideyim diyorum. Bu aralar buraları feci halde boşladığımın farkındayım. Sanırım hayatıma giren heyecan ne kadar büyük olursa o kadar azaltıyorum kendimi ifade etmeyi. Zamanı karnımdaki gıdıklanmalar esnasında daha kontrollü kullanayım diyorum. Sonraysa kocaman bir boşvermişlik duygusu kaplıyor içimi. Uzun süredir hissetmediğim şeyleri hissederken, kendimin bile bu anlara dokunmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu sefer dersime iyi çalıştım. Bu sefer hakikaten de iyi çalıştım. Olan bitenin beni üzmeyeceğini biliyorum. Üzecek olanların hayatımda barınmaması gerektiğini öğrendim. Büyüdüm ve öğrendim. 28 yaşında olmama rağmen bu uyanışı hayatımın bu zamanına kadar ertelemiş olmama rağmen yine de pişman değilim.
Geçen gün öğrencilerimden birinin bana sorduğu o soruya da "Hayır olmadı" deyişimdeki eminlik doğru yolda olduğumu da gösterdi bana. O ne güzel bir rahatlama anıydı.

En güzel konserin, en güzel müziğin, en güzel seyahatin, en güzel dairenin, en güzel uykunun, en güzel adamın benim olacağı bir geleceğe doğru gidiyorsam eğer, şu ana kadar yaşadığım her şeye teşekkür ederim. Yaşadığım en iğrenç anları yaratanlardan, en güzellerini yaşatan her birine tek tek...

0 saçmalayan daha çıktı: