Cumartesi, Ağustos 29, 2009

İstanbul ve pabucu

Kendimi bildim bileli istemiş olduğum bir şeyin, beni tam da o şeyi istemiyorken bulması ve yarısını kabul ettiğim, diğer yarısını ise Pazartesi uygun şartlarda kabul edeceğim bir teklifi önüme sunması inanılmaz.

İstanbul aşkımın tükenip gittiğini anlamış olduğum son bir haftada, pabucunun dama atıldığını fark eden salak şehrimiz beni kendine çağırdı. Pazar günü orada olacağım Rüüüü'nün yanında. Pazartesi ise "İyi tamam, geliyorum yatılı kalmaya" diyebileceğim bir görüşme beni bekliyor. Hayat bazen cidden saatlerce bakıp anlam veremediğiniz absürdlükteki bir fotoğraf veya resim gibi. Oraya taşınmak için tüm koşulların tatmin edici olmasını istiyor muyum emin bile değilim. Kalbim başka şehirlerde kalmışken, aklım oralarda dolanıyorken, İstanbul'un bu son ama biraz da geç kalmış hamlesine ne diyeceğimi bilmiyorum.

İstanbul bebeğim, bu hareketinle, terk edileceğini anlayınca sevmediği halde türlü bağımlılıklardan dolayı sevgilisine o zamana kadar vermediği değeri vermeye çalışan bir insana benzettim seni. Haberin olsun, o kadar uzaklara fırlatıldı pabucun, ona göre.

0 saçmalayan daha çıktı: