Cumartesi, Aralık 20, 2008

"if you don't trust yourself for at least one minute each day..."

Sonunda artık böyle salak ve şapşal işler peşinde mutlu olmak istiyorum. Ha tabii bende böyle şeyler yapacak, bunlarla uğraşacak enerjinin "e"si bile yok. Ama olsun... Böyle post itler peşinde koşturmak, karşımda başka birinin bendeki manyaklıkları ortaya çıkarabiliyor olduğunu görebilmek pek hoşuma giderdi sanırım.

Üstteki mavi mavi duran paragrafa bir tıklayın da izleyin hadi, çab çab çab... Sonra dönün buraya ama, aşağıda okunacaklar var daha.

Bunun dışında, bugün hiç olmadığım biri gibi hissettim otobüs beklerken durakta. Kulağımda Obstacle 2 vardı ve otobüsü uzaktan seçebildiğim o anda o ana dek hep pek bir eleştirdiğim tipte biri oluverdim. Bir şeylerin intikamını başka şeylerin güzelliğini bozarak alan ahmaklardan olmak istemiyorum. Tam da bu yüzden Ayça'nın Kasım'da share ettiği bu videoyu google reader'ımın tozlu sayfalarında aramaya koyuldum gece gece. Sonunda buldum. Buraya ekleyip içimdeki güzellikleri koruma altına almaya karar verdiğimi buradan ilan ederek, boktan olan diğer tarafı utanma belası yoksaymaya çalışmayı planladım.

Aferin bana.

1 saçmalayan daha çıktı:

Ayça dedi ki...

ay dünyanın en mal commentini yazıcaktım da 3sayfa sürücek açıklamam sen en iisi bana bi sor ben direk sana söliim
şimdi sadece adım geçmiş aaa bu benim adım demek için comment yazıyo oliim :D