bedenimin beni kısıtladığı, tüm dünyanın köşelerine orasına burasına çarpıp durduğum bir zamanmış gibi hissetse de içim şu an içinde bulunduğum durumda, dıştan "hayır hayır çoook mutluyum ben" diyebiliyorum gönül rahatlığıyla. bu ikilik bir gün belki birlik olur diye düşünüyordum ama not anymore... hayatım boyunca bir şeyleri yapmak isteyeceğim ve başka bir şeyler yapıyor olmaktan da aynı anda zevk alacağım.bunu biliyorum en azından kendimle ilgili... bir ikizler yükselen vakası mıyım neyim anlamadım gitti ama...
aklımda ilginç görüntüler canlanıyor; hiç olmadığım birileriyim ve hiç görmediğim yerlerdeyim gibi... 25 yaşının son günlerini yaşayan ben bakalım ne zaman "ah bu ben" söylemlerinden kurtulacağım bilmiyorum. hayatta kaşınan herkesin kaşına kaşına ve hatta kaşıya kaşıya bir yerlere gelebileceğini düşünüyorum; umudediyorum... bu aralar tek ümidim budur herhalde.
arada bir yazsam da buranın varlığını bilmek beni mutlu ediyor imagine room sakinleri (evet sakinleri diyorum çünkü fazla "sakin"iz)... sanki evim uzaklarda bir yerde ve ben olduğum yerde olduğum yerle boğuşurken ve fakat boğuşmaktan pek de memnunken, o evin varlığını hissedip, onunla gökyüzüne bakarak rahatlatıcı etkiye sahip olan sohbetler ediyormuşum gibi hissediyorum buraya yazarken her seferinde.
bir adet syndir guds eşliğinde, bedeni ile ruhu kendinden ayrı bir yerlerde savrulan "òsge ròs ankara'nın herhangi bir üçüncü katından seslendi.
iyi akşamlar...
ydpahmz
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder