biraz önceki "kazı" temalı sondan sonra radiohead dinlemeye karar verdim. ok. computer ne de çok anımın gizli saklı kaldığı bir albümmüş meğerse onu farkettim. lise zamanları ve daha sonra da ankara'ya ilk geldiğim günler... sıkıcı zamanı anlamlı kılma çabası içine düşmüşken ben, nasıl da birebir uymuş kişisel zamanım ve bu albüm birbirlerine. şaşırmadan geçemedim doğrusu.
1998 yılı ki müzikal açıdan en beğendiğim isimlerin gözüme gözüme çarptığı, kulağıma kulağıma çalındığı o yıldır ve nasıl olur da ben radiohead'de takılı kalmışım o kadar çok seçenek arasında; bu da çok şaşırtıcı.
zaman ve mekan değişiklikleri, hayatımdaki insanların yerine başkalarının gelmesi... bütün bunlara rağmen kulağımda, hayatımda değişmeyen tek şey olan bu albüm bana, benim aslında hayatımın büyük bir kısmını farkında bile olmadan nasıl da depresif bir modda geçirdiğimi kanıtladı. mutsuzluktan mutlu olabilmeyi onların sayesinde öğrenmişim sanırım.
bu aralar yüzeysel şeyler yazmakta da üstüme yok. ama kafamın içindeki kazı o kadar derin ki, yukarıya bir avuç toprak parçası çıkarana kadar geçiştiriyorum işte böyle yazıları, zamanı, hayatı...
iyi geceler.
zcnmezc
sesli meram 489 -- վիճակվել
2 gün önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder