Bu ülkede kişiyi korkulardan beslenen dogmatik görüşlerinden ve bunları yük olarak taşımaktan vazgeçirmeye çalışmak son 8 yıldır faşistlik. Bu noktada bu korkularla yaşamaya gönüllü olan ve bunlara dokundurtmayanların özgürlük(!) arayışına inanamıyorum. Tam da bu insanlar işte özgürlük fikriyle pazarlanan (evet, pazarlanan) yeni anayasamıza "Evet" oyu verdiler. Aslında o "Evet" oylarının çoğu özgürlüğe falan verilmedi. Tam tersi onlara, korkularıyla yaşamalarına dair taahhüt veren bu hükümeteydi. Korkuları ve korkularından beslenen hayat görüşleriyle yaşayabilmeyi amaç edinmiş bu kitleyle aynı safta yer alamazdım. Özgürlük, onu seçenlerin korkularına bulandığında ne hale gelir bilmiyordum. Hala bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.
2 saçmalayan daha çıktı:
bilmek zorunda bırakılmadan önceki son hareketimiz ne olcak bunu merak ediyorum. tam da küfrederken gidicem sanırım mesela ben.
Umudumuz gitmek. Çok uzaklara. Mümkünse bu ülkenin nerede olduğunu bilmeyen insanların yaşadığı bir ülkeye.
Bu arada, hello! :)
Yorum Gönder