Sözlüğe şöyle bir şeyler yazdım Mogwai'nin The Hawk is Howling albümü üzerine. Limbo-Pillow'un'ki kadar kapsamlı olmasa da şöyle dedim:
"mesela senenin bu zamana kadar dinlendiğinde tam puan alabilen tek albümü diyebiliriz bu albüme diye düşündük biz*. sigur ròs aşığı bir insan olarak onların ismini hala bilmediğim ve sadece bir kere dinleyip bir köşeye fırlatıp üvey evlat muamelesi yaptığım, beklentilerime kocaman bir hayalkırıklığıyla karşılık vermiş son albümlerinin ağzımda bıraktığı kötü tattan sonra bu albüm bana güzel sözlerle buyur edildiğinde kendimi beklentilerimi daha aşağılara çekmem yönünde telkin ettim. ama zaten önceden etrafta dolanan ep'lerindeki birkaç şarkıyı dinleyip epeyce yükselmiş olan o çıtayı indirmek albümün bana gelişi sırasında pek mümkün olamadı ve bastıramadığım heyecanımla ilk şarkıdan itibaren zevkten dört köşe bir halde, hayalkırıklığından çok çok uzaklarda tüketiyor olduğum albüm oldu the hawk is howling.
öncelikle kabul edelim mogwai hepimizin hayatında 50 derece sıcakta kavrulduğumuz yaz günlerinde klimasız yerlerde çektiğimiz azap gibi, acı duyduğumuz yerlere ait etiketlerin üzerinde yazan isimlerden biriydi. yine aynı sıcakların bunalttığı günlerden olan bugün bu albümü dinlerken artık o karanlıkların içinde kaybolmak bir yana, grubun liderliğinde şarkıların içinde bir o yana bir bu yana gidilebildiğini farkettim. evet yine içinizi acıtıyor bazı şarkılar. örneğin albümde ilk seferde beni en çok etkileyen i love you and i'm going to blow up your school, killing all the flies'ın dikkatlice ve tane tane çıkılan basamaklarına sahip. şarkıyla başladığınız bu basamaklı yolculukta daha ilk adımlardan anlıyorsunuz çıktığınız yerden sizi, olanca gücüyle itekleyecek olan bir ses yoğunluğuyla karşılaşacağınızı. ama aynı albümün içinde the album leaf albümünden çıkabilecek kadar naif ve fakat mogwai'nin ustalıkla post-rock denen sınırları çizilmemiş bu janrın aslında sınırsız olabileceğini bize kanıtlayacak şarkısı the sun smells too loud bir anda düşülen yerden sizi kaldırabilecek ve en tepelere koyup sizi yatağınızda huzurlu uykulara daldırabilecek güçte. bu yüzden de albümdeki şarkılar birbirlerinden farklılık göstermekte. sanki hiçbiri birbirine benzemiyor ve önceki mogwai albümlerindeki o tuğlamsı bütünlük hissinden daha çok, şarkıların ayrı ayrı limitsiz bir alanda oraya buraya saçılan ama bulundukları noktalar birbirine bağlanınca altın oranı verecek kadar iyi bir bütünlükte bir albüm yarattığını söylersem abartmış olmam diye düşünmekteyim.
mogwai kendi janrı içinde bu janrı sınırsız kılabilen ve giderek daha da ustalaşan tek grup sanırım. dinleyiniz. itinayla ve defalarca."
sesli meram 484 -- հանգուցավոր
1 gün önce
2 saçmalayan daha çıktı:
korktuğum kadar varmış albüm.
dinliyoruz biz de gittiği yere kadar.
çok güzel çok...
Yorum Gönder