Bu sandalyeden istiyorum. Alın bana bundan.
Bugün sükunet içinde geçti. Sabah havaalanından çıkarken kulağımda bitter şarkılar vardı. O çıkışı pek sevmesem de bugün güzeldi. Havaş'tan inip taksiye bindiğimde başka bir anı hatırlayıp "Tunalı'ya" demem ve sonra hemen gidilecek yeri düzeltmem ayrı bir gariplikti ama olsun.
Bugün güzel şeylerden bahsedesim var ama elle tutulur bir şey de yok hani öyle belirgin. Ama içimde güzel bir şeyi alıp, onun güzelliği anlatmak için sabırsızlanan bir hal var. Tüm bunlar dışında Y. aradı az önce. Buraya geliyor. Güzel şeyler olacak onunla beraberken diye umudetmekten başka bir şey diyemiyorum şu an.
Haftaya Fujiya & Miyagi konserine gidesim de var, gitmeyesim de. Ne yapacağımı bilememekteyim. Gidersem hem görmek istediklerimi göreceğim hem de konseri izleyeceğim. Epeyce seviyorum çünkü grubu da. Gitmezsem bu aralar sakin kalmak isteyen ruh halim evin içinde huzurlu huzurlu dinlenecek. Bakalım...
Bugün birkaç gündür ve hatta son zamanlarda yaşadıklarım sonrasında hesapçı insanlardan ne kadar hazzetmediğimi yeniden keşfettim. Arada unutuyor çünkü insan bazı şeylerin varlığını karşısına çıkmayınca. Görmezden geldiğim ufak tefek hesaplar peşindeki insanlara zerre kadar değer vermiyorum. Herkes böyledir sanırım. Yani kimse istemez böyle insanları ama görmezden gelebiliyor bazen insanlar bu davranışları. Benim görmezden gelemediğim, şapşallıkları yüzünden enayi yerine koymaya çalışırken yaptıkları işi ağzına yüzüne bulaştıran; üç kuruşun hesabını yapan fırsatçı ve otlakçı insanlar hiç hoşuma gitmiyor, kaldıramıyorum da artık. Hayatımdan birer birer dökülsünler istiyorum çünkü elimi kolumu kaldırasım, kendilerine tek söz söyleyesim bile yok. O kadar kaale almıyorum kimseyi.
Ama mesela masterplan insanları vardır ya hani. Her şeyi kurarlar kafalarında, her durum için birkaç tane alternatif planları vardır. Hesapları başka birinin anlayamayacağı kadar ayrıntılı ve komplikedir. O insanlardan da hazzetmememe rağmen saygı duyuyorum onlara. O yüzden bunlardan hayatımda bulunsun; arada bir kafalarının içine girebilmek için kafamı çalıştırayım; onları anladıkça aklımda yeni yeni klasörler açayım istiyorum. Bu tip uzun vadeli hesap kişileri en azından cinfikirlilikleri ve uyanıklıkları saygı duyulası hem. Bu da bir meziyet çünkü. Diğerleri gibi karın tokluğuna çalışmıyorlar. Bana Benjamin Linus lazım. Hazır Türkçe de biliyoruz, karşılıklı dertleşiriz. Belki bana da türlü türlü manipulasyonlarla bir şeyler yaptırır. Seve seve yaparım sanırım.
Başlıktaki "could" ne güzel bir modal verb'dür diye düşündüm bugün. Hem geçmiş, hem şimdi, hem gelecek... Bir de "-ebilmek". "Can"in sertliği de yok. Daha ne?
2007'nin nasıl oluyorsa birçok insan için hala sürüyor olduğunu biliyorum bir de. Bitmedi, hala devam ediyor; söylemedi demeyin.
1 saçmalayan daha çıktı:
yorum 1) minik hesaplar ve masterplanler konusunda "bunu yapan bunu da yaptiiiii" demek istiorum. ayni aileden onlar, ayni insan bedenide bile bulujabiliolar.
yorum 2)2007 bitti yaw. videosunu bille yolladim inanmadin. "in 2007 there was famine fire, don't forget sanjaya. in 2007 things were far from great but there's stiiiiiiiiiiiiiil 000000000000008!" demek istiorum ve "steve jobs invented iphone"daki gibi arkandan gunej fln dogsun diyorum :)
Yorum Gönder