Cumartesi, Kasım 22, 2008

Sigourney Rose

Madem söz Sigur Ròs'tan açıldı, bir iki laf daha edeyim istedim.

Yalan Rüzgarı tipindeki dizileri bilirsiniz. Ayda bir defa izleseniz hiçbir şey kaçırmazsınız zira her bölüm bir öncekinin bir dakika sonrasını anlatır. Karakter çokluğu ve senaryo yokluğu içinde ancak bu şekilde bu hızda ilerleyebilirler. Şimdi ne alaka tabii Yalan Rüzgarı ve Sigur Ròs ama şöyle bir alaka. Burayı da bu diziler gibi ayda bir takip ettiyseniz bile son Sigur Ròs albümünden ne kadar hoşlanmadığımı bilirsiniz. En sevdiğim şeylerden biri de sağ elle kafamın üstünden sol kulağıma dokunmaktır tabii.

Neyse, az önce Deerhoof diye Deerhunter dinleyip bana gelip "Ne kadar değişmişler bunlar yaa?!?!"diyen bir arkadaşımla Sigur Ròs'tan bahsederken bu albümden öncesini düşündüm. Grubun şimdiki halini düşünürken "The Curious Case of Benjamin Button" diye bir filmin Aralık'ta gösterime gireceği aklıma gldi. Tam o sırada ne alaka diyordu ayık olan tarafım ama cevabı yapıştırıverdi bilinçaltım. Filmin konusu yaşlı doğan ve zaman geçtikçe gençleşen Benjamin karakteri aslında.

O dakika bu çağrışımın Sigur Ròs'la alakasını tabii ki çözüverdim. Benjamin Button gibi bu grup da sanki yaşlı doğmuş. Grubun albümlerini ters kronolojiye göre dizmek ve incelemek gerekiyor büyüdüklerini görebilmek için ve işin kötüsü şu ki şu anda bebeklik hallerindeler. Dileğim artık düz kronolojiye dönüp 30 yıl atlamaları ve Àgætis Byrjun veya ( ) zamanlarına geri dönmeleri şeklinde...

0 saçmalayan daha çıktı: