Sözlükte Portishead'in third'üyle ilgili bir entry yazdım. Buraya da yapıştırayım, burayı da mahrum bırakmayalım.
"albümle ilgili söylenecek bir şey var mı bilemiyorum. portishead delileri olarak albüm çıkardıkları haberi bile bize yetmişti oysa ki. çıktığını öğrendiğimde bir süre dinlemedim mesela bu albümü ben. sadece bilgisayarımda zipli halde bir adet dinlenmemiş portishead albümü bulunduğunu bilmenin verdiği haz bile birkaç saat beni mutlu etmeye yetti.
silence'ın ilginç başı ve sonu arasındaki hipnotize edici tamtam seslerine benzer bir ritm, üzerine her zamanki portishead yaylıları karşıladı beni albümde. yüzüme bir gülümseme oturdu hemen. alıştığımız portishead'i andıran bir şeylerin olduğu belliydi. sonra bir anda suskunluk oldu. şarkı adının hakkını verdi. bu açılış ve özellikle de sonraki beş şarkı tüm gün o yüzüme oturan gülümsemeyle gezinmemi sağladı da denebilir. çok eskiden yıllar önce portishead'i dinleyişimdeki farklılık kendini farkettirmişti. ilk kez 17-18 yaşında portishead dinlemeye başlamış ve sonraki her depresif anında elinde bir sigara ve katlanıp giden bir hüzünle bu grubu tüketmiş insanların, portishead'in mutluluk verici bir depresifliğinin olduğunu da öğrendiği albüm olacak sanırım third. her zamanki gibi eskiden onları dinleyen kitleyle senkronize bir ruh hali sezdim ben albümde. bizim gibi onlar da büyüyorlar, değişiyorlar tabii. eski dağınık şarkıları gibi değil bu albümün 11i. daha düzenliler, artık dağıttıkları yeri toplamayı öğrenmişler sanki. o yüzden third'ü 27'mde dinlediğim için mutluyum. portishead neymiş diye ilk kez bu grupla tanışan insanlar içinse bu grubu tanıtabilecek en iyi albüm değil belki evet, ama ters kronolojik bir portishead analizi yapılacaksa bu noktadan başlanması hiç de sorun oluşturmaz sanırım.
her zamanki gibi değil şarkılar ama ona rağmen tek dinleyişte bu "portishead" denecek kadar da gruba özgü denebilir rahatlıkla. çok sigara içilen ve sonrasında sabah kalktığınızda ilk hissettiğiniz şeyin ciğerleriniz olduğu ağır gecelerde dinlenmiş o eski portishead değiller. artık rahat koltuklarımıza oturup, şeylerin bize dokumadan geçip gittiği bu zamanlarımıza çok çok uymakta bu albümün havası da. en güzel şarkıları ilk dinleyişlerde the rip, silence, nylon smile, magic doors ve plastic albüm benim deyimimle "çok akrep ve çok oğlak". şimdi sorarsanız bu absurd tanım ne diye, size ancak "hem çok soğuk hem de çok kırılgan ve duygusal" diyebilirim. neden böyle bir tanım yaptığım sorulursa sözlükteki ünvanıma bakılmasını rica eder bu deli zırvası, bu aralar çokça sevimsiz bulduğum albüm kritiği yapma eylemime son verebilirim."
demişim. Bir de cıvık bir son yapmışım ki yaptığım kritiği ben bile beğenmedim hissiyatı yaratsın diye.
Dinleyin, Third'ü. Bulamayanlar ve üşengeçler de bana bir mail atsın yeter.
sesli meram 484 -- հանգուցավոր
14 saat önce
2 saçmalayan daha çıktı:
iyi de onlar zaten büyüktü :D
yajlıydı hatta :D
ben bulamadım third ü. üşengeç biriside değilimdir ama... :))
Yorum Gönder