Az önce Muzo'yla konuşurken In Rainbows'u kafa temizleyicisi, zihin resetleyicisi olarak kullandığımı söyledim. O da öyleymiş. Eminim bizim gibi bir çok insan vardır.
Mesela bir süre bir albümü dinliyorum. O albümden sıkılıyorum, ki evet ne dinlesem bir süre sonra sıkıyor. Ne dinlesem diye bakınırken kendimi In Rainbows'u açmış, çoktan Nude'a gelmiş buluyorum. Bir tek onlar sıkmıyor belki de beni (bu sıralamada onlardan hemen sonra LCD'm geliyor tabii). O yüzden In Rainbows'un kişisel sözlüğümdeki yeri Headcleaner sözcüğünün yanıbaşı oluyor haliyle.
Geçende Sigur Rós'un Heima'sının yutub semalarında tam zamanlı videosunu görünce mutluluktan zıplamıştık ya, geç de olsa ben aynı şeyin Scotch Mist kayıtları için de geçerli olduğunu gördüm. Artık canımız sıkıldığında bir Heima, bir Radiohead izleyip aspirin almış gibi her derdimize çare bulacağız. Portishead'in yeni albümü Third'ü dinlerken böyle sözler yazmam onlara ayıp mı bilmiyorum ama kendilerinin Third'ünü de sevdim sanırım. İlk beş şarkı, özellikle de The Rip ve Silence pek hoşuma gitti. İkinci beşte ise Magic Doors eski Portishead ruhuma geri döndürdü beni. Albüm çok Akrep ve çok Oğlak. O yüzden yine ölümcül etkileri ara ara hissediliyor. Ama yine tabii kanım dondukça, içim sıkıldıkça In Rainbows'a dönüş gibi bir rutin benimsediğimden şu videoları izlemekteyim şu anda. Siz de izleyin diye buraya ekleyeyim istedim. Hizmette sınır yok!
sesli meram 484 -- հանգուցավոր
14 saat önce
0 saçmalayan daha çıktı:
Yorum Gönder