Pazar, Mart 23, 2008

"not anymore"

Günler geçiyor... Her şey geçiyor...

Aylardır takılmamış perdem annem gelmeseydi Paul'e yataklık yapmaya devam edecekti. Hızla devam ediyorum her şeye. Ummadık kişilerle görüşüyorum. Ummadık sözler duyuyorum. Yıllar sonra aynı sözleri işittiğime şaşırıyorum. The Dø dinliyorum. Ona buna bağırıp çağırıyorum bazen de. İçimdeki suçluluk hissi azalıyor biraz da olsa bazen. O zamanları seviyorum.

Hayatımda eskisi gibi olan pek bir şey kalmadı sanırım. Kafa karışıklığım bile hayatımı etkilemeyecek düzeye indi artık. Eski o "herşeyerağmenkendiniveren" çocuktan eser kalmadı. Kocaman olmuşum artık herhalde. Hiçbir şey yeteri kadar heyecanlandırmazken, hiçbir şey yeteri kadar üzemiyor. Nasılsa artık iki uç için de son noktayı görmüş olmalıyım diyorum.

Çarşamba sabahı İstanbul'da olacağım. Bir gün boyunca kendi halimde takılacağım. Gece de dönmeyi planlıyorum. Güzel bir gün ve akşam istiyorum bu haftadan.

Sesini unutmuşum bugün salonda uyuklarken farkettim. Bir insanın sesini ve kokusunu unuttuğumda onun hayatımdan silinip tamamen yokolmasına çok az kalmış demektir diye düşünmüşümdür hep. Sonunda bu noktaya gelmişim, uyku ve uyanıklık arasında gidip gelirken farkettim. İyi hissetmekle beraber, uzunca bir süre sadece sesi ve hayaliyle hayatıma anlam katabilen bir şeyi kaybetmiş olmanın ağırlığı da var üzerimde. Artık ne sesi var kulaklarımda, ne de hayali var uyumadan önce. En fazla uyumadan önce yazılan bir yazının içinde birkaç kelime olarak varlığını hayatımda sürdüren bu şey yakında tamamen gidecek gibi bir his var içimde. Nasılsa ruhu duymuyor diyip buraya son noktayı koyayım.

"O yaşadığımız boynumda bilmece gibi bir düğüm" demiş ufak bir kadın bir yerlerde eski bir zaman. Tesadüfen buldum.

Annem iyi ki burada.
Yatıyorum.

4 saçmalayan daha çıktı:

Adsız dedi ki...

unuttuğumu sanıyordum gördüğümde dünya sırlsıklamdı pencereler açılıp içeri eski anlardan demet demet sesler kokular saçıldı oynadılar benimle tepiştiler tepemde gülücükler saçtım benimdi benimdi kokular sesler...öylemiydi...

divina dedi ki...

Neyse ki görmüyorum. Tamamen unutana kadar da görmeyeceğim.

Adsız dedi ki...

görünecek rüyalarda geçirilen zamanlarda bir süliet görünecek belli belirsiz tutacak belinden ağır aksak bir ritim de kolarına vericeksin kendini surat yok süzülecek eteklerin tutuşacak ritime hızlanacak basın dönecek yok yok geri gelmesin dediler...tebessüm yetecek geçmişe nefret düğümlesede..

divina dedi ki...

O silüet artık pek belirmiyor. Belirdiği anlarda ne yaptığı hatırlanmamak üzere siliniyor (yoksa silinmiyor mu?!)

Yok yok gelmesin. Hep olduğu yerde kalsın evet.