Madonna küçüklüğümden beri bir şekilde herkes gibi kulağıma yapışıp da çıkmayan bir kadın. Seviyorum kendisini ve şarkılarını, zaman zaman ondan başkası durumu kurtaramıyor şimdi olduğu gibi...
Can Dündar'ın bir yazısını tesadüfen okumuştum şimdi hatırlamadığım bir vakitte. Şu anda dinlediğim Madonna şarkısı için bir şeyler yazmıştı. 1980lerin sonlarında Londra'da metro istasyonunda trenin gelmesini beklerken, kulağında walkman'i olan bir kızın istasyonun ortasında bekleyen onca insanın arasında, bu şarkıyı bağıra bağıra söyleyerek yere çöküşüne ve ağlayışına nasıl tanıklık etmiş olduğunu anlatıyordu yazıda...
Bugün çok kullanmadığım metronun bir istasyonunda treni beklerken shuffle'da olan iPod'umun bu şarkıyla beni vurması günün en beklenmedik hareketiydi. Zamanında o kız hakkında düşünmüş olduğum tüm o acınası hisler bütünü oluşturan sözlerin ve cümlelerin hepsinin nitelediği şeyin "ben" olduğunu farkettiğimde ne yapacağımı şaşırdım. Kendimi bırakıp bağırarak o kız gibi bu şarkıyı söyleyebilmeyi o kadar çok isterdim ki. Canım o kızınkinden az yanmıyordur herhalde... Ama olmadı; yapamadım. Burası Ankara; ondan sanırım. Der ki şarkı:
"love don't live here anymore
just emptiness and memories
of what we had before
you went away
found another place to stay, another home"
sesli meram 483 -- հոգաբարձու
1 hafta önce
1 saçmalayan daha çıktı:
koptu gitti bişeyler:ağladım, ıslaklık hissi yok.kuru gürltü:bağırma hissi yok.çok kalabalık kimse yok...
Yorum Gönder