Bu zamanlarda birinin (evet senin) gelmesine çok çok yaklaşmışken, ne kadar da mutlu ve heyecanlı olacağımı düşünüyordum bir ay öncesine kadar. 4 months, 3 weeks, 2 days diyorduk hep... 9 gün sonra burada olacak biri var 3 buçuk ay boyunca beklediğim ama artık beklemenin bir anlamı yok ve ben olumlu tek bir şey dahi hissedemiyorum bu yakınlaşmayla ilgili. 7 saat fark saymak zorunda olmayacağız diyordum, birbirimize aynı sabah için günaydın diyip, aynı zaman için iyi geceler diyeceğiz diye düşünüyordum... Birbirimizi görüp, hasta olmak pahasına yanyana oturacağız Yanılmışım. Son 4 ayın en güzel olayı bu olacaktı güya, ama artık, uslu durursa sonunda ona verilecek hediyenin verilmeyeceğini öğrenmiş küçük bir çocuğun üzüntüsü var içimde. Artık ne verilecek hediyelerin bir anlamı var ne de başka birilerine güvenmenin... Oturdum bir köşede, zaman geçiriyorum öyle birileriyle.
Kalecik karası-Shiraz denenecek bugün. Ben deneyip beğenmiştim de başkalarını bilmiyorum. Yanında birkaç çeşit peynir ve çeşitli ıvır zıvır... Bugünlük o köşede ufak çaplı bir toplantı var. İnsanlar beni köşemden çekmeye çalışıyor yine ve ben olduğum yerde durmaya inat ediyorum. Bana eski zamanları hatırlattığına göre bu hiç de iyi bir durum olmamalı...
sesli meram 483 -- հոգաբարձու
1 hafta önce
5 saçmalayan daha çıktı:
sanırım "Imagine Room"u nihayet anladım ben
Kaada - Julia Pastrana
blogun en göze çarpan yerinde, kocaman bir saatin bulunması da farklı bir anlam katıyor.
O saat zaman içinde kaybolursak diye konmuştu. Arada açıp bakıyorum kendimi bulayım diye zaten. Pek işlevsel değil mi? :/
bana göre süt, başkasına göre çikolata.
Yorum Gönder