Dün zevkli bir gece geçirdikten sonra çılgın bir duygu patlaması yaşadım. Tam da bunun orta yerinde bir sallandık ki sormayın. Dünya benim etrafımda dönüyor ya (Ayça, senden bir tane daha var artık :) ), depremi bile kendime bağladım. Şimdi baykuş gibi bekliyorum gelecek sarsıntıları.
Bireyselliğimin keyfini çıkarmaya başladım nihayet. Aklımda başka biri olmadan hayata yeniden tutunmak zevkli bir şeymiş. Ayn Rand kişisini takdir ediyorum bu bağlamda :)
Bugün yeni yıla girme eşiğinde, içsel ve dışsal sarsıntıların ortasında bir çam ağacı aldım. Aslında gerçek değil, imitasyon bir ağaç. Ama olsun, çok sevdik; evimizin baş tacı yaptık. Yarına süsleyeceğiz kendisini. Pek heyecanlıyız. Bakalım...
Bugünün güzel bir yanı güzel bir yemek yedim. Güzel sohbetler ettim. Güzel haberler aldım. Birileri geliyor. Uzun süredir görmek istediğim iki insan haftasonu burada olacaklarmış. Ayrı ayrı aldım haberlerini.
Artık daha fazla sarsılmayalım istiyorum. Ne taa derinlerden ne de yer kabuğunun bilmem kaç kilometre dibinden. Uyumak istiyorum sakince, yatağımın bir kısmına kıvrılmadan. Başka birini beklemeden. O yatakta sadece "ben" yatıyorum diye mutlu olayım ki dünden beri içsel olarak epey bir değişim geçirdim. Sadece deprem kaldı. O da bir durulsun, nasıl rahatlayacağımı bir ben biliyorum.
Dark side konusunda da evet, sanırım geçiyorum yavaş yavaş. "Hahahaha" diye gülümsüyorum. Hatta Caner'in deyimiyle "Nıhahaha" şeklinde hain hain gülümsüyorum. Bu durumun ilk fiziksel emaresi de gözümde belirdi dün gece. Gözümde belirgin bir kızarıklık var ve sanki hep orada duracakmış gibi geliyor. Durmaz tabii ama olsun. Ben çok eğleniyorum artık kırmızı bir gözün ortasında siyah bir gözbebeğine sahip olmamla. Herkes eğlensin istiyorum.
Dans etmek istiyorum bir de dünkü gibi haftanın belli günlerinde. Gelecek vaadediyorum sanırım bu konuda. Hareket vakti geldi de geçti sanırım benim için. Arayı kapatmak lazım derim ben.
Baykuş da ne süper bir yaratıktır. İçinde bir kedi, bir baykuş, bir de koala barındıran bir hikaye yazayım ben en iyisi.
İyi geceler.
sesli meram 483 -- հոգաբարձու
1 hafta önce
4 saçmalayan daha çıktı:
bana aslan demiş olmana tepki vermeyerekten bu sabah elçilik dönüşü annemle aramda geçen konujmayı acilen aktariorum:
anne: dün gece de sallanmışız
kendim: sallanırız tabi
a: nası yani
k:e çok normal, olaylara bak tabiki sallanıcaz
a:sen mi yaptın yani?
k: yok küçükken öle düşünmeyi seviodum, egosal biji gibi geliodu artık böle sanki herjey bi bütünmüş de biz oley ki parçalarıymışız gibi hissettirio, güzel oluyo
a:sen yapmadın yani?
k: e katkıda bulunmuşumdur
ahaha odadaki iki yazarın da bu durumun kendi katkılarıyla gerçekleştiğini düşünmesine güleyim ağlayayım mı karar veremedim. "ilahi" biz diyorum :)
alakası yok ama bu hikayenin filmini çekerim ben.
Anlaştık o halde. Bu sözü hatırlatırım ama.
Yorum Gönder