"but then you'd be blind so i must stop"

Laylaylay o zaman :)

Neden yazmıyorum?

1. Aslında yazıyorum ama burada görünmüyor. Blogger'da görünmeyen yazıyı ben keşfettim.

2. Çünkü yapmam gereken o kadar çok plan var ki bu aralar. Hatta anlatayım.

O belgeyi al, bu belgeyi doldur. Prag'da kalacak yer bulmak ise apayrı bir uğraştı zaten. En çok da onunla uğraştım. Son bir haftamı işe giderek ve yer arayarak geçirdim diyebilirim. Google Maps bir pencerede açık halde, bir o otele bir bu daireye baka baka geçirdim. Artık rüyalarımda bile daireler, otel odaları görüyordum. Yok şu dairenin tek banyosu varmış, yok bu otelin odaları kokuyormuş şeklinde bütün reviewları okumaktan gözlerim helak oldu. Elimde olsa da bir hafta kapasam onları ve dinlendirsem, ben de bu arada hayatıma devam etsem hatta ama maalesef. Hala vücudumuzdaki organların bağımsızlığını ilan edemediği bir ülkede yaşıyoruz, sonra da Avrupa Birliği diyoruz. Hıhıı tabii, gireriz. Ama eğer gözlerim isyan bayrağını açar ve bağımsızlığını isterse, şu dakika onun en büyük destekçisi ben olacağım.

Neyse işte... Sonunda buldum tabii harika bir yer. Dün gece yine umutsuz umutsuz, artık kötünün iyisine "budur" diyebilecek noktaya gelmişken, tripadvisor'un reviewları arasında ne yapacağımı şaşırmışken, en iyiler listesine bir de bakayım dedim. Neden bu zamana kadar bakmadığım ise bir muamma aslında. İkinci sıradaki Residence Bělehradská'dan gözlerimi alamadım ve bir de buna bakayım derken kendimi sayfalarında buldum. Yer olarak çok şahane bir yerde değiller ama Old Town'a 20 dakikalık bir yürüyüş veya 10 dakikalık tram mesafesinde olduğu söylenmiş orada kalanlar tarafından. Bir çok kez ödüller almış bi yermiş. Tabii insan dairelerin fotoğraflarını ve bu ödülleri görünce altı kişi sekiz gün kalmak için bizden ne kadar para isteyecekler diye düşünüyor. Ben de düşündüm ama rate'leri görünce bir heves geldi. Kendimi durduramadan istek formunu doldurup yolladım.



On dakika sonra ise bana gelen mail beni son bir haftanın yorgunluğunu yok edecek kadar mutlu etti zira bize verilen A5 tipi 140 metrekarelik, iki banyolu, mutfaklı, 3 oda bir salon dairenin toplam fiyatı 821 Euro'ydu. Şu sol tarafta gördüğünüz fotoğraflar da bu dairenin içinden görüntüler. Sonradan tabii yine de kontrol ettim önceden kalan insanların fotoğraflarını ve daire hakkında dediklerini. Hepsi tıpkı söylendiği gibi olduğunu, temiz, düzenli ve hiçbir eksik olmadığını üzerine işletme ahipleri ve çalışanların inanılmaz yardımcı olduğunu yazmış. Bunu da görünce kocaman rahatlayıp, diğer beş kişiye de haber verip, burayı tutmak için yazışmalara başladık. Velhasıl artık bu daire 16-24 Ağustos arası bizim. Gelen olursa kapımız açık. Parti bile yaparız.

Şimdiyse Salı günü vizeye başvuru kaldı bir tek. Tüm belgeler Pazartesi günü tamamlandıktan sonra artık hiçbir şey yapmayıp vizeyi beklediğimiz yaklaşık bir haftalık süre kalıyor. O süre içinde, uzun süredir dinlemediğim kadar çok müzik dinleyip, kitaplar okuyacağım. "Sütümü içip, kocaman bir kız olacağım. Büyüklerime saygılı....." Bir süredir hiçbir şey okumak ve izlemek istemeyen bir insan olarak, çölde su bulmuş bir insan hissiyatında gördüğüm her şeyi okuyacağım ve izleyeceğim, bu bir tabela veya sokaktaki bir kavga da olabilir. Ayın 16'sına kadar da Prag'la ilgili bir şey okumak istemiyorum. Gitmiş kadar oldum zaten ve hatta gidecek olanınız varsa bana mail atsın. Ben bütün gezi programını yapacak hale geldim artık. Rehber gibi sokakları bile tarif ederim; o derece. Gerçi sırada şimdi bir de Viyana var ama onda da emprovize takılmak gerektiğini düşünüyorum. Gidip konseri izleyip eğlendikten sonra, çıkıp bir yerlerde kalacak yer ararız elimizde ufak tefek ipuçlarıyla. Bazen heyecanlı işler yapmak gerek.

Heyecan demişken Yo La Tengo'nun Popular Songs'u indirebilen oldu mu? Veya ben niye bulamıyorum?