Şimdi ben bu albüme ayrı, albüm kapağındaki resme ayrı aşık oldum. Album art'a neden aşık oldun diye soracak olursanız, tam da Weird Fishes dinleyerek kendimi hasta etmeye başladığım bir ara, kendimi okyanusun dibinde bulduğum -ki dikkatli okuyucu hatırlamalı o şarkı için ne yazdığımı- ve oralara inerken "I'd be crazy not to follow you tabii ki canım" diye saf saf atıp tuttuğum zamanlardan farklı çıkış yollarının da olduğunu göstermek istemiş Mono. Yani Mono burada bana seslenmiş, hepiniz dağılabilirsiniz. Zaten tüm albüm de "Winter Songs" temalı: Pure as Snow (Trails of Winter Storm) -ki en güzel şarkıları bence bu albümdeki- ve Ashes in the Snow falan... Tam kulağa takıp kış uykusuna yatmalık.
Onun dışında bu hafta Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerimi Cepa'da film izleyerek geçirmeyi planlıyorum; malum !f var. Bir şeyler listeledim ve sürekli değişiyor o liste ama bakalım sonunda hangi filmleri görmeye gideceğim, merak içerisindeyim. Tam da film izlemeye yeniden başlamışken pek keyifli geliyor kulağıma, şu anda bu hafta.
Dün hiç hesapta yokken alışveriş yaptım. Hatta bir arkadaşıma birkaç gün önce "bana yaklaşma bu gece pek bir evil'ım dedim" tam da buraya öyle olduğumu belirten bir yazı yazmışken. Sonra dün tam alışverişimi bitirmiş eve gelmişken aynı arkadaşım tıkladı pencereme. Bu sefer alışveriş yapmış olmakla tüm evillığımı üzerimden attığımı söyledim ve mutlu mutlu iletiştik. Alışverişin gerçekten de benim için böyle bir etkisi var sanırım. Ya çok mutluyken yapıyorum; böyle aptal aptal etrafta kelebekler gibi sekerek geçirdiğim zamanlar çok geride kaldı ama hatırlıyorum da en son öyle bir dönem geçirdiğimde sürekli bir şeyler alıyordum kendime. Bir de tabii dünkü gibi kendimi içimdeki kötü niyetli ve had safhada zararlı hislerden arındırmak ve bunların kimseye bulaşmaması için kendimi alışverişe verdiğim zamanlar oluyor ki bu zamanlar senede birkaç kez uğruyorlar bana çeşitli sebeplerden dolayı. Bu sefer sebebini ben de anlamış değilim aslında. Ama aldığım şeylerin fiyatlarıyla hissettiğim zararlı his veya mutluluğun doğru orantılı bir ilişki içerisinde olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu seferki kötü niyet büyükmüş sanırım biraz.
Barzin çok güzel bir grupmuş. "Good songs, who needs them?" diyorlar Acoustic Guitar Phase'de. her seferinde "Ben işte ben" diyorum. Susuyorlar bir süreliğine ama amnezi hastaları kendileri sanırım. Durup durup aynı şeyi tekrarlıyorlar.
Ha bir de az önce kristensenn'e dediğim bir şeyi not alalım buraya ki yeri geldiğinde açıp gösterelim birine:
"Kelimeleri ve ellerini iyi kullanan insanları çok seviyorum." Ek olarak bir de yer yön algısı gelişmiş olunsun zira kaybolan insanlar karşısında tahammül eşiğim çok düşük. Ona göre.
Son olarak demek istiyorum ki:
"Now you should come
With your lovely face
That you keep locked away"
İçimden geldi ne yapayım?!
2 saçmalayan daha çıktı:
Ben de albüm kapağıyla çok ama çok büyük sorun yaşıyorum. Sanırım o kızın sağ ayağının aldığı garabet pozisyondan ötürü. Bakamıyorum yani, o denli.
Oysa ki ben görmemiştim o ayakları... Ne kadar mutluydum görmüyorken :) Olsun ama ben bu kapağı bu haliyle bile sevdim.
Yorum Gönder