Pazartesi, Kasım 12, 2007

ona/buna/kendime post-it

en obviouslajtiran şeyleri buraya yazmaya başladım
kendi obviouslajtirim muzik kutusu, dönme dolap, sirk çadırı, şeker dükkanı, çarlinin çukusu oldu.

madem öle kendi kendime bi post it yazmak istiyorum, bunun divinaya da faydası olur belki hem, alır o post-itten bi tane kopyalar o da yapıştırır bi yerlere

insan içindeki olumlu herşeyi korumak için elinden geleni yapmalı, savaş öncesi un, şeker, pirinç biriktirir gibi biriktirmeli elinden geldiğince ve sığnaktayken idareli kullanmalı. ve güneşi tekrar göreceği mevsimi beklerken zorlandığı anlarda kendine aynen şöyle demeli: seneler sonra, bütün bunların üstünden delicesine zaman geçtiğinde, herşey göz açıp kapama klişesine uygun bir biçimde "kısacık"mış gibi görünücek gözümüze, "geçme" ve "bitme" hızına şaşırıp kalıcaz. ve muhtelif koltuklarda mutlu-huzurlu-kahveli-pastalı otururken sadece en güzel anları hatırlıyor olucaz, çünkü insan beyni çakal bişi işine gelmeyenleri hemen siliveriyor. o yüzden yapılabilicek belki tek uğraş o "güzel anlar"ın en zengin, en çeşitli, en laylay, en kahkahalandırıcı olmasi için olan uğraş olcak.

tavuk suyuna saçmalıklar kitapları gibi tiksinç cümleler kurmuşum bak şimdi. ama insan cheesy olmadan böle post-itler yazamıyomuş.

ozman quotelarla süsleyelim

''keyt: bana neden elbise giydirdin neden bana kahvalti verdin ey pis adır
böcek surat bencamin: keyt güzelim, elbise giydirdim ki hatun gibi hisset, güzel kahvaltı verdim ki kendini iyi hisset, deniz kenarına getirdim ki arkadaşlarım da bu denize bakıyo de oh de, bütün bunlari yaptim ki elinde tutunucak iyi bişiler olsun çünkü önümüzdeki iki hafta ben ve adız adız arkadaşlarım ağzınıza sıçıcaz keh keh keh''
imza
lost 3üncü sezon başları

2 saçmalayan daha çıktı:

divina dedi ki...

o biriktirdiklerinden yemek için birilerinin seni dürtüklemesi lazım, seni yüreklendirmesi lazım. o olduğunda tatlarından yenmiyorlar ayça'cım. :)

aykut dedi ki...

Yazdiklariniz Jonathan Carroll'in kisisel blog'una kitaplarindan birinden (The Marriage of Sticks) tasidigi su asagidaki paragrafi cagristirdi, paylasayim istedim:

"When anything truly important happens in your life, wherever you happen to be, find a stick in the immediate vicinity and write the occasion and date on it. Keep these sticks together, protect them. There shouldn't be too many; sort through them every few years and separate the events that remain genuinely important from those that once were but are no longer. You know the difference. Throw the rest out. When you are very old, very sick, or sure there's not much time left to live, put them together and burn them. The marriage of sticks."