Parlak bir gelecek vaadiyle başlıyor bu şarkı, sonrasında arada piyano seslerinin nazik dokunuşuyla renkleniyor. Birkaç günden beri ne zaman kendi halimde olmak istesem hemen sarılıyorum Bowerbirds'ün Bright Future'una. Grubun bu kadar güzel bir albüm yapmalarının harikalığı bir yana, bu şarkının bu kadar derinlere inmesine şaşırıyorum. Bir süredir hissizleştiğimi düşünmeye başlamışken, farkettim ki yakın plan çekimlerden uzak duruyormuşum yine. Söz konusu şarkının ve sözlerinin güzelliği, dinginliği tam aradığım şeymiş.
Bunun dışında yine robot gibi yaşıyorum. Dersten çıkıp, bir diğerine koşuyorum. Aralarda workshoplar oluyor. Onun üzerine arada spora gidiyorum. Sporda yine kafamı Rothko tablosu gibi bomboş hale getiriyorum. Gereksiz olan her şeyi tek tek kapı dışarı ediyorum. Sonra tam o renklerden oluşan resme bir şeyler ekleyeyim diyorum, resmin bir derinliği olsun istiyorum, o sırada uykuya dalıyorum. Bugün de tüm gün nerdeyse somurtkan halimle gezindim ortalıkta. Bazen belli şeylerin canımı yakmasına şaşırıyorum. Gideyim diyorum. Bir yağmur yağsa da ıslansam iliklerime kadar, yürüsem öyle. Kulağımda yine bu şarkı.
Bu yaz ilginç olacak gibi geliyor bazen. Sonra kendimi bildiğimden yine kötümserleşiyorum ama gerek yok tabii biliyorum.
Boş boş konuşmadan daha fazla şarkıyla başbaşa bırakayım sizi.
Bowerbirds - Bright Future
1 saçmalayan daha çıktı:
bu postu okurken fonda alison abla sana şöle dedi:
"I want you to be crazy 'coz you're borin' baby when you're straight
I want you to be crazy 'coz you're stupid baby when you're sane"
topuklarımda hermes kanadı var.
elçiye zeval olmaz.
Yorum Gönder