Çarşamba, Nisan 29, 2009

Happy Happy Joy Joy!


Evlilik söz konusu olduğunda içimde çok az şey kıpırdanır eskiden beri. Hatta birilerinin evlenmesini sıradan bir olgu olarak görürüm ve gülümseyip mutluluk dilemekten başka bir şey yaptığım görülmemiştir. Öyle absürd mutluluk tepkileri, çocuk görünce şapşallaşan kadın hallerine sahip olamadığım gibi, yüzümde veya hareketlerimde son gözlemlenecek şeylerden biridir. Ne var ki işte ya, iki insan evleniyor, herkes gibi.


Tabii bu çok da mutlu olmadıklarını düşünmemden kaynaklanıyor olabilir. Bu zamana dek sadece artık zamanı geldi diye evlenen insanları gördüğümden, duyduğumdandır herhalde olabildiğince yüzümü iki yana gerip gülümseyip söylenebilecek klasik sözleri söylemişimdir.

Hatta daha da fazlası en sevdiğim arkadaşlarımın düğünlerine gitmeyişimle ünlü bir insanımdır. Bu zamana dek katıldığım bir iki tane düğün oldu mesela. En son E. beni kocası olarak, tanımadığım arkadaşlarının düğününe götürmüştü buraya geldiğinde. Güzeldi evet ama garip ve boş gözlerle etrafı seyretmiş ve olabildiğince içip, eğlenmeye bakmıştım sanki arkadaşlarımla bir yerlere içmeye eğlenmeye gitmişim havasına gireyim diye.



Lakin ters tepki de verebiliyormuşum. Dün tam da bu saatlerde, Y. bana C. ile evlendiğini söyledi. Bu 24 saat boyunca ve hatta hala yüzüme gülümseme yerleştiren az şeyden biri oldu. İlk duyduğumda verdiğim tepkinin absürdlüğü zaten yanımda biri olsaydı da anlatsaydı herkese diyebileceğim türdendi. Ağzım açık, Y.'in bana gtalk'tan verdiği haberi bir süre donmuş halde okudum. Anlamaya çalıştım. Ama yetmedi. Aradım, konuştuk. Hiç bu zamana kadar bir evliliğe bu kadar sempati duyabileceğim aklımın ucuna gelmezdi. Sırası geldi diye evlenmek değil bu çünkü. Aksine zamanından önce büyük mutlulukla alınmış bir karar. Geçen yaz nişan, bu yaz düğün kronolojisini kırıp araya "when" ile başlayan bir simple past cümle gibi aniden o sırada yapılan progresif işi yarıda kesen türde. Hatta insana "What were you doing when they got married?" sorusunu sordurtabilecek kadar eğlenceli.



Öyle güzel evlenmişler ki bir de, anne babalarına söylemeden herkesten gizli Bozcaada'da (hatta nasıl bulmuşum bu fotoğrafı, sanki yanınızdaymışım gibi -evet süperim), minik bir kıyıda, sahile bir tane masa atıp, ordan burdan nikah şahitleri bulmuşlar. Nikah şahidi konusunda trip atabilirim ama daha 9 günlük evli yeni çiftimizi dırdırlarımla yormak istemedim. Bu fotoğraftaki sandalye ve masa benim oradaki varlığımı sembolize ediyor zaten. Anı şekilde o kedi ama balıkçı amcayla ilgili bir tahmin yürütemiyorum şu anda maalesef. Vardır onun da bildiği. Hem nasılsa bu yaz İzmir'de düğünlerinde, Y. ve C.'in yanında bir adet kukumav kuşu olarak yerimi alacağımdır. Buna güveniyorum bak.

Ayrıca buradan Y.'e sesleniyorum ve diyorum ki: beraber seçeceğiz senin gelinliği ve benim nedime elbisemi ama kati surette çiçekli bir şey olmayacak benimki, seninkini ise tahmin edebiliyorum "Straples ölsün zaten" lafın kulaklarımda çınlamakta. Ha tabii en önemlisi çok bir mutlu olun, mutlu edin. Daha her nerede yaşayacaksanız yanınıza geleceğim. Sizi seviyorum. Ay lav yuu!

2 saçmalayan daha çıktı:

DOREMİ dedi ki...

Ne güzel böyle dostluklar!Bu seviçlere ortak olmak,tanık olmak da hoş..:))
Bozcaada güzel bir yer gidip şöyle kalmak var yerel evlerinde oh ne harika olur..:)

divina dedi ki...

Aklımda! :) Teşekkürler!