Cumartesi, Mayıs 17, 2008

"My head is empty, my toes are warm, i am safe from harm..."

Bir şeyler yapıyorum sürekli. Durmaksızın bir aktiviteye, kafamı meşgul edebileceğim bir şeylere ihtiyacım var. Düşünmemek için, hissetmemek için yapıyorum hepsini biliyorum. Mesela yemek yemek istemezken, sırf o sırada kafamı meşgul tutmak için yemek yapmaya başlıyorum. İş yeme kısmına gelince her şey çöpü boyluyor. Böyle anlamsız işler peşindeyim hep.

Sonra günün sonunda bedenim yorgun kalmış bir halde oturuyorum. Tüm gün yorulan bedenimle, artık ne yeni bir aktivite bulabiliyorum ne de bulsam da onları yapacak enerjiye sahip oluyorum. Sonra aklım tıkır tıkır başlıyor çalışmaya. Uyumak istiyorum bazen sorunsuzca. Bedenim yatakta dönüp dururken, aklım gün boyunca neredeyse hiç yorulmadığından ayık bir halde işkence çekiyorum. Kalkıp bir film izleyeyim diyorum. Filmi izlerken aklıma doluşan her şey, his yoğunluğu ve akabinde his patlaması ile geri dönüyor bana. Sürekli pms modunda dolaşan bir kadın oldum çıktım diyorum kendi kendime çünkü en olmadık şeye gözlerim dolabiliyor. Sinirim bozuluyor. Bir anda gözlerimden Japon çizgi film karakterleri gibi yaşlar fışkırıyor. Tutamıyorum. Sonra o sırada çalan telefon veya kapıyla kendime geliyor. Olanca normalliğiyle devam ediyorum hayata sanki birkaç dakika önce tüm bunlar yaşayan ben değilmişim gibi.

Ne zamandır hislerime dokunabilen yeni bir şeyler dinlememiştim ta ki az önceye kadar. Aslında yapmamam gereken bir şeyi yapıp bu şarkıyı buldum. Şarkının adı bende kalsın, kimseyle paylaşmak istemiyorum şu anda. Bu şarkıyı ben dinlerken neler düşünüyorum, düşündüklerim dinlediğinde neler düşünüyor bir bakıyorum. Ortaya çıkan sonuç sinirlerimi hala bozabiliyor. Buna canım apayrı sıkılıyor zaten. Garip bir loop'a girmiş bulunmaktayım.

Bugün tam da film izlerken pencereden içeri giren Everything In It's Right Place ile irkildim. Dışarıda birisi sonuna kadar açmıştı sesini belli ki. Hemen kafamı uzattım, belki anlarım nereden geldiğini sesin diye. Buralarda birinin bu şarkıyı böylesine dinleyebileceği fikri çok garip geldi sanırım. Tam o sırada, burnuma en son geçen Mayıs aldığım "bahar" kokusu geldi. Bir an sonra geçen Mayıs'ın hatıraları geldi. Anladım ki bu kokuyu hiç de özdeşleştirmemem gereken şeylerle kaydetmişim aklıma. Bu kokuyu acilen daha sağlam şeylere bağlamam lazım çünkü epeyce bir süre bu koku olacak etrafta.

Bunlaar dışında iyilik güzellikti tüm hafta. Dün eğlendik U. ile. Şarkılar söyledim. Nada'ya gittik sonra. Bugün sabahki hangover'ın etkileri hala sürmekte sanırım. Üstüne evde hala bir şeyler içiyorum. Yarın sabah İ. ile brunch yapacağız. Yine iyilik güzellik olacak umarım.

Umarım.

0 saçmalayan daha çıktı: