Pazar, Şubat 18, 2007

jnrcf

herkesin herşeyi süper rahat bir şekilde konuşabildiği, sürekli konuşulan, konuşulmadığında da anlaşılan, bol bol müzik bol bol özgürlük olan, kısaca pek "gerçek dünya"ya ait olmayan bir oda (yamulmuyorsam)
keyif, bağlar, güzellik dolu bir yer.

imagine room gerçekten öyle miydi yoksa yine hayal gücüm "gerçek hayat"tan bir adım önde veya yanda mı seyretti? ben pek bilmiyorum asıl asıl zamanlarını, ama gerçekten bu güce sahip bi yerdiyse kendisine ihtiyacım olduğunu söyleyebilirim şimdilerde. başkalarının da kendimin de beni yargılamak için fazla sarhoş olduğu bir zaman boşluğu pek lezzetli gelebilir. içinde "arkadaş" denebilcek insanlar olması da ekstra krema ve sos zaten. beni alın kapının arkasına asın, orda sessiz sessiz duriim bi süre. siz konuşun.

felç geldi bana. "büyümek" karşısında, ve dün gece herşeyden korktum. monsters inc. deki Boo gibi "kapının arkdasından randall çıkıcak ühühüüüüüüüü" ruh halindeydim. çok ultrametaforik birşeyler yapmaya kalkışmadım yanlış anlamayınıs, gerçekten gece gece odamda korktum, tuvalete gitmek için telefon ettim "çok korkuyorum bi yandan konuşursak çiş yapabilirim, evet bunu başarabilirim". "büyümek" çok abarttı. ben de kendisine bir felçle 5yaşıma dönerek cevap verdim (aslında dış görünüşe aldanmayalım ben o 5 yaştan hiç kopmadım).

imagine room dişi olsa gerek. 5yaşindaki velete bi anne lazim. bana annelik yapar mı ki? veya sahibesi yapar mı ki?

1 saçmalayan daha çıktı:

Ayça dedi ki...

"let there be a room"

:)